Toros Vaşak görüntüleri... Toroslarda görüntülenmiş Vaşak
4 yavru vaşak ve bir anne vaşak
1 yavru vaşak ve bir anne vaşak
şeklinde iki farklı zaman ve mekanda ....
20 farklı fotokapan sayesinde elde edilmiş fotoğraflar, yer Antalya Toros.
26 Kasım 2010 Cuma
25 Kasım 2010 Perşembe
Destan
Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,
Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
Durum diye bir lâf var, buyrunuz size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!
Bir şey koptu benden, şey, her şeyi tutan bir şey,
Benim adım Bay Necip, babamınki Fazıl Bey;
Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.
Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
Evde cinayet, tramvay arabasında zina!
Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!
Ve ferman, kumardaki dört kıralın buyruğu;
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!
Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!
Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!
Allahın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.
Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilâç;
Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilâç.
Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!
Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;
Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!
Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?
Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap.
NFK
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,
Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
Durum diye bir lâf var, buyrunuz size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!
Bir şey koptu benden, şey, her şeyi tutan bir şey,
Benim adım Bay Necip, babamınki Fazıl Bey;
Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.
Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
Evde cinayet, tramvay arabasında zina!
Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!
Ve ferman, kumardaki dört kıralın buyruğu;
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!
Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!
Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!
Allahın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.
Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilâç;
Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilâç.
Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!
Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;
Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!
Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?
Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap.
NFK
Etiketler:
Bilinç Zıplamaları,
Necip Fazıl Kısakürek,
Şiir
10 Kasım 2010 Çarşamba
Yakından Görün - İnceleyin - HTC Desire HD
Friendly link : http://www.youtube.com/watch?v=GHO9A9Zf5g8
1 Eylül 2010 Çarşamba
Leo Buscaglia Örümcek Beyinli mi yoksa irticacı mı?
Çoğu kez alttakine benzer uyarılar yaptığımda insanlar bir anda başlıktaki gibi Örümcek beyinli mi yoksa irticacı mı yoksa bıdı bıdı gibi yafta aradılar. Oysaki insan özünü bulabilirse zaten her doğru yolu keşfedebilir. Bu doğru yoldan kasıt illaki ilahi değildir, insani ahlaki vb. dir de aynı zamanda... Alttakileri herkes biliyor ama korkuyor benzer söylemleri dile getirmekten... yaftalanmaktan korkuyor...
Yaşama küsme hakkınız yoktur.
Neden böylesine mutsuzsunuz ?
Nasıl bu denli karamsar olabiliyorsunuz ?
Belki işinizden memnun değilsiniz,
belki çevrenizden...
Maaşınızı az buluyor,
ya da kendinizi beğenmiyorsunuz...
Oysa...
Öylesine değerlisiniz ki.
Örneğin gözleriniz...
Gözlerinizi kaça satarsınız?
1 trilyon?
2 trilyon?
5 trilyon?
Satarsınız...
İşte zenginsiniz...
Ama...
Bu servetle erişeceğiniz dünyayı görmedikten sonra,
paranın bir değeri var mı?
Ya da derdiniz para değil...
Başarı ve saygınlık.
Size gözlerinizin karşılığında bulunduğunuz şirketin
genel müdürlüğünü verseler kabul eder misiniz?
Cevabınız "Hayır" değil mi?
O halde siz; aslında hem zengin, hem başarılısınız.
Yeter ki,
Allah'ın size verdiği bu değerlerin bilincinde olun.
Bunları görebileceğiniz bir başarı için hayata geçiriniz.
O halde....
ASLA UMUTSUZLUK YOK !
Leo Buscaglia
Yaşama küsme hakkınız yoktur.
Neden böylesine mutsuzsunuz ?
Nasıl bu denli karamsar olabiliyorsunuz ?
Belki işinizden memnun değilsiniz,
belki çevrenizden...
Maaşınızı az buluyor,
ya da kendinizi beğenmiyorsunuz...
Oysa...
Öylesine değerlisiniz ki.
Örneğin gözleriniz...
Gözlerinizi kaça satarsınız?
1 trilyon?
2 trilyon?
5 trilyon?
Satarsınız...
İşte zenginsiniz...
Ama...
Bu servetle erişeceğiniz dünyayı görmedikten sonra,
paranın bir değeri var mı?
Ya da derdiniz para değil...
Başarı ve saygınlık.
Size gözlerinizin karşılığında bulunduğunuz şirketin
genel müdürlüğünü verseler kabul eder misiniz?
Cevabınız "Hayır" değil mi?
O halde siz; aslında hem zengin, hem başarılısınız.
Yeter ki,
Allah'ın size verdiği bu değerlerin bilincinde olun.
Bunları görebileceğiniz bir başarı için hayata geçiriniz.
O halde....
ASLA UMUTSUZLUK YOK !
Leo Buscaglia
22 Temmuz 2010 Perşembe
Bir Düşün İçinde Bir Düş
Bir Düşün İçinde Bir Düş
Alnına konsun bu öpüş!
Ve, şimdi senden ayrılırken,
İtiraf edeyim ki-
...Günlerimi bir düş
Sayarken yanılmıyorsun;
Ama, umut gitmişse uzaklara
Bir gece ya da bir gün
Bir görüntüde ya da bir şeyde olmaksızın
Fark eder mi bu yüzden?
Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz
Yalnızca bir düş içinde bir düş.
Kırılan dalgaların dövdüğü bir kıyının
Haykırışları içinde duruyorum:
Ve altın kum taneleri
Tutuyorum avucumda-
Ne kadar az! Ama nasıl da
Süzülüyorlar parmaklarımın arasından derinlerine
Ben ağlarken - ben ağlarken!
Ah Tanrım! Daha sıkı
Tutamaz mıyım onları?
Ah Tanrım! Tekini bile kurtaramaz mıyım acımasız
dalgadan?
Bir düşün içinde bir düş mü
bütün gördüğümüz ve göründüğümüz?
Edgar Allan Poe
Alnına konsun bu öpüş!
Ve, şimdi senden ayrılırken,
İtiraf edeyim ki-
...Günlerimi bir düş
Sayarken yanılmıyorsun;
Ama, umut gitmişse uzaklara
Bir gece ya da bir gün
Bir görüntüde ya da bir şeyde olmaksızın
Fark eder mi bu yüzden?
Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz
Yalnızca bir düş içinde bir düş.
Kırılan dalgaların dövdüğü bir kıyının
Haykırışları içinde duruyorum:
Ve altın kum taneleri
Tutuyorum avucumda-
Ne kadar az! Ama nasıl da
Süzülüyorlar parmaklarımın arasından derinlerine
Ben ağlarken - ben ağlarken!
Ah Tanrım! Daha sıkı
Tutamaz mıyım onları?
Ah Tanrım! Tekini bile kurtaramaz mıyım acımasız
dalgadan?
Bir düşün içinde bir düş mü
bütün gördüğümüz ve göründüğümüz?
Edgar Allan Poe
21 Temmuz 2010 Çarşamba
Sana Yazdım - Yasemin PULAT
Karda kışta zorda
Baharında yazında mevsimin
Sana açtım çiçeklerini içimin
Hep sana soldum sonra
Hep sana üşüdüm ayazında bu aşkın
Ben bu şehrin yağmurundan hep sana aktım
Sana doldu gözlerim şarkıların en acıklı yerlerinde
Sana bağırdım avaz avaz
Sana sustum
Seni düşündüm yarımında eksiğinde zamanın
Sana küstüm kimse bilmeden
Kimse bilmeden seninle barıştım
Ben bütün papatyaları sana yoldum
Bildiğim bütün küfürleri sana ettim
Sana yandım sana soğudum sana söndüm
Ben bütün yollardan sana gittim sana döndüm
Ben hep sana yazdım ya
Bütün soru işaretlerini bütün virgülleri
Bütün ünlemleri bütün noktaları sana koydum
Sana açtım bütün parantezleri
Bütün parantez içlerini seninle doldurdum
Ben sana ben hep sana ben bunu da sana yazdım
Ben sana yazarken her şeyi
Sen başka baharında mevsimin
Başka zamanında hayatın başka düşlerin
Başka kolların başka acıların koynunda
Yatağında en arsız sevişmelerin
Ben sana durdum ayakta sana düştüm
Sana saydım yok oluşlarımı ve yeniden doğuşlarımı
Ben bütün yaralarını içimin sana sardım
Sana topladım dağılan parçalarımı dagıldıkları yerlerden
Sana hastalandım sana iyileştim
Sana fırlattım oklarını hayallerimin
Seni hedef aldım seni ıskaladım
Seni vurdum sana kızdım seni affettim
Sana içlendim sana sabrettim
Ben sana ben hep sana yine sana yazdım
Ben sana yazdım ya her şeyi
Aşkı ayrılıgı en karasını cümlelerin en kanlısını
En ihtiraslısını en yaralısını en acısını hatta en ağırını
Ben uyutmak için bazen içimin canavarlarını
Bozmak için aşkın kara büyülerini
Yakmak için bazen sana ait kelimelerini dilimin
Tuz basmak için tenimin senden kalan yerlerine
Uyuyabilmek için uyanabilmek için
Unutabilmek için unutamamak için
Acıtmak için bazen senin de canını sana yazdım
Var olmakla yok olmak gibi
Kaçmakla yakalanmak gibi
İyiyle kötü gibi melekle şeytan gibi
Atmak gibi kendi uçurumlarından kendini
Ama ölmemek gibi ölememek gibi
Aşk ne karmaşık bir şeydi
Yasemin PULAT
Baharında yazında mevsimin
Sana açtım çiçeklerini içimin
Hep sana soldum sonra
Hep sana üşüdüm ayazında bu aşkın
Ben bu şehrin yağmurundan hep sana aktım
Sana doldu gözlerim şarkıların en acıklı yerlerinde
Sana bağırdım avaz avaz
Sana sustum
Seni düşündüm yarımında eksiğinde zamanın
Sana küstüm kimse bilmeden
Kimse bilmeden seninle barıştım
Ben bütün papatyaları sana yoldum
Bildiğim bütün küfürleri sana ettim
Sana yandım sana soğudum sana söndüm
Ben bütün yollardan sana gittim sana döndüm
Ben hep sana yazdım ya
Bütün soru işaretlerini bütün virgülleri
Bütün ünlemleri bütün noktaları sana koydum
Sana açtım bütün parantezleri
Bütün parantez içlerini seninle doldurdum
Ben sana ben hep sana ben bunu da sana yazdım
Ben sana yazarken her şeyi
Sen başka baharında mevsimin
Başka zamanında hayatın başka düşlerin
Başka kolların başka acıların koynunda
Yatağında en arsız sevişmelerin
Ben sana durdum ayakta sana düştüm
Sana saydım yok oluşlarımı ve yeniden doğuşlarımı
Ben bütün yaralarını içimin sana sardım
Sana topladım dağılan parçalarımı dagıldıkları yerlerden
Sana hastalandım sana iyileştim
Sana fırlattım oklarını hayallerimin
Seni hedef aldım seni ıskaladım
Seni vurdum sana kızdım seni affettim
Sana içlendim sana sabrettim
Ben sana ben hep sana yine sana yazdım
Ben sana yazdım ya her şeyi
Aşkı ayrılıgı en karasını cümlelerin en kanlısını
En ihtiraslısını en yaralısını en acısını hatta en ağırını
Ben uyutmak için bazen içimin canavarlarını
Bozmak için aşkın kara büyülerini
Yakmak için bazen sana ait kelimelerini dilimin
Tuz basmak için tenimin senden kalan yerlerine
Uyuyabilmek için uyanabilmek için
Unutabilmek için unutamamak için
Acıtmak için bazen senin de canını sana yazdım
Var olmakla yok olmak gibi
Kaçmakla yakalanmak gibi
İyiyle kötü gibi melekle şeytan gibi
Atmak gibi kendi uçurumlarından kendini
Ama ölmemek gibi ölememek gibi
Aşk ne karmaşık bir şeydi
Yasemin PULAT
20 Temmuz 2010 Salı
Hayat ve Seçimlerimiz
Sürüklendiğimiz yerler bellidir. Çok farklı değildir senin hayatından benimkinde, benim hayatım onunkinden, onun hayatı seninkinden. Ortak paydada buluşabiliriz eninde sonunda ama sen görmek istemezsen gerçeği, sır perdesini indirmek istemezsen; hiç bir zaman yeteri kadar hayatı hayat yapan, insanı insan yapan unsurları öğrenemeyeceksin. Charles Eguone hayatı anlatmış kendince ve seçimlerimizi değerlendirmiş. İşte sana, bana, ona -hepimize- bir örnek; Hayat ve seçimlerimiz
Hayat;
Seni kaç kişinin aradığı, kiminle çıktığın, çıkıyor olduğun veya çıkacağın demek de değildir. Kimi öptüğün,hangi sporu yaptığın, kimlerin seni sevdiği de değildir.
Hayat; ayakkabıların, saçın, derinin rengi de değildir. Nerede yaşadığın veya hangi okula gittiğin de değildir. Aslında hayat; notlar,para,giysiler, girmeyi başardığın ya da başaramadığın okullar da değildir.
Hayat; Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir. Kendin için neler hissettiğindir.
Güven ,mutluluk,şefkattir. Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır.
Hayat; Kıskançlığı yenmek,önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir. Ne dediğin ve ne demek istediğindir. İnsanların sahip olduklarını değil,kendilerini olduğu gibi görmektir. Her şeyden önemlisi hayatı, başkalarının hayatını olumlu yönde
etkilemek için kullanmayı seçmektir. İşte hayat bu seçimden ibarettir.
İnsanların en acizi dost edinemeyen, ondan daha acizi ise dost kaybedendir.
Hayat;
Seni kaç kişinin aradığı, kiminle çıktığın, çıkıyor olduğun veya çıkacağın demek de değildir. Kimi öptüğün,hangi sporu yaptığın, kimlerin seni sevdiği de değildir.
Hayat; ayakkabıların, saçın, derinin rengi de değildir. Nerede yaşadığın veya hangi okula gittiğin de değildir. Aslında hayat; notlar,para,giysiler, girmeyi başardığın ya da başaramadığın okullar da değildir.
Hayat; Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir. Kendin için neler hissettiğindir.
Güven ,mutluluk,şefkattir. Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır.
Hayat; Kıskançlığı yenmek,önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir. Ne dediğin ve ne demek istediğindir. İnsanların sahip olduklarını değil,kendilerini olduğu gibi görmektir. Her şeyden önemlisi hayatı, başkalarının hayatını olumlu yönde
etkilemek için kullanmayı seçmektir. İşte hayat bu seçimden ibarettir.
İnsanların en acizi dost edinemeyen, ondan daha acizi ise dost kaybedendir.
Tecrübe Nasıl Kazanılır?
Tecrübe nasıl elde edilir? Tecrübe Nasıl kazanılır? Bu konuda birçok kaynaktan birçok yazı okuyabilirsiniz ancak sizi hiçbiri tatmin etmeyecektir çünkü tecrübe kitaplarda gizlenmiş değildir. Bir hikaye ile "Tecrübe nasıl kazanılır?" sorusuna cevap arayalım;
Ustaya başarısının sırrını sormuşlar...
İki kelime demiş:
- Doğru kararlar...
Hepimizden farklı olarak sürekli doğru kararları nasıl alabildiğini sormuşlar:
Tek kelime demiş:
- Tecrübe.
Bu tecrübe denen şeyin sırrı ne diye sormuşlar.
Usta derin bir iç geçirmiş ve şöyle demiş:
- Yanlış kararlar!
Ustaya başarısının sırrını sormuşlar...
İki kelime demiş:
- Doğru kararlar...
Hepimizden farklı olarak sürekli doğru kararları nasıl alabildiğini sormuşlar:
Tek kelime demiş:
- Tecrübe.
Bu tecrübe denen şeyin sırrı ne diye sormuşlar.
Usta derin bir iç geçirmiş ve şöyle demiş:
- Yanlış kararlar!
Etiketler:
Alıntılar,
Bilinç Zıplamaları,
Gündelik Yaşam Parçacıkları,
Özlü İçerik
İnsan nasıl Olgunlaşır?
Olgunlaşmak nedir? İnsan nasıl olgunlaşır? Olgunlaşma evreleri nelerdir? gibi birbiri ardına sorulabilecek benzer hedefe giden sorular sormak uzattıkça uzatmak mümkün ancak bazıları vardır ki konuyu kısaca özetlerler. Şöyleki;
Yaşlanarak değil yaşayarak tecrübe kazanılır, zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
Peyami Safa
Herkesin üç kişiliği vardır
Kişiliklerin yitirildiği zamanlarda, sahip olunduğunun sanıldığı kişiliklere giden yollar ile ortaya çıkarılan kişiliğin yolunun, sahip olduğu kişiliğinin yolları ile hiçbir zaman kesişememesi sorunu çıkıyor olsa gerek. Sorunsuz bir kişilik için dikkatli ve bilinçli olmakta fayda var.
Herkesin üç kişiliği vardır; Ortaya çıkardığı, sahip olduğu, sahip olduğunu sandığı.
Herkesin üç kişiliği vardır; Ortaya çıkardığı, sahip olduğu, sahip olduğunu sandığı.
Alphonse Karr
Köpeklerin artığını aslan yemez
Bu sözün üstüne söz gerekmez;
Köpeklerin artığını aslan yemez.
Mevlana
Köpeklerin artığını aslan yemez.
Mevlana
Kadın ve Karmaşa
Kadınların ve erkeklerin birbirleri hakkındaki farklı görüşlerinin bir kolleksiyonudur. Duruma ve/veya kişiye göre değişiklik gösterebilecek bu yorumlardan bazıları sizin için biçilmiş kaftandır, okuyun hak vereceksiniz.
* Tanrı kadınlara geçmişi ve geleceği, erkeklere ise yaşadığı günü armağan etti. Kadınlar geniş bir zamana yayıldıkları için huzursuz, erkekler daracık bir zamana sıkıştıkları için anlayışsız olurlar. Ahmet Altan
* Bir kadın aynı zamanda hem sevdalı, hem anne olamaz. Andre Maurois
* Kadın psikolojisini otuz yıldır incelememe rağmen büyük soruya cevap bulamadım. Gerçekte kadınlar ne istiyor? Sigmund Freud
* Zengin dullar bir gözleriyle ağlarlar, öbürünü kırparlar. Miguel De Cervantes
* Erken kalkmayan avrat, söz dinlemeyen evlat, mahmuzla gitmeyen at; kapında varsa kaldır at.
* Kadına inanan, kendini aldatır. İnanmayan da kadını aldatır. Çin Atasözü
* Bir sürü erkek başarısını ilk karısına borçludur. İkinci karısını da başarısına. Jim Backus
* Kadın peşinde koşmanın zararı yoktur. Zararı veren onları yakalamaktır. Jack Davies
* Erkek hissettiği, kadın göründüğü yaştadır. Moltimer Collins
* Bir erkek ölürken kıpırdayan son yeri, kalbidir. Bir kadın ölürken, dili.
George Chapman
* Bir kadın kısık sesle konuşuyorsa birşey istiyor demektir. Sesini yükseltiyorsa bilin ki istediğini elde edememiştir.
* Kesinlikle evlen! Karın iyiyse mutlu, kötüyse filozof olursun. Sokrates
* Bütün dünyada bir tek güzel çocuk vardır. Bütün annelerde ona sahiptir. Çin atasözü
* Her başarılı erkeğin arkasında, onunla gurur duyan bir karısı ve bu işe şaşakalmış bir kayınvalidesi vardır. Brooks Hays
* Erkekler yaşlanır, kadınlarsa değişir. Goethe
* Niye evlenecekmişim ki? Evlenirsem başıma gelecek en iyi şey boynuzlanmamaktır ki evlenmezsem bunu çok daha emin yollardan elde edebilirim. Sebastian Chamfort
* Erkekler kendilerini yorgun hissettikleri için, kadınlar ise meraktan
evlenirler. İkisi de hayal kırıklığına uğrar. Oscar Wilde
* Evlilik geleneksel olarak kadınlara sunulmuş tek gelecektır. Bir çok
kadın ya evlidir, ya bir zamanlar evlilik geçirmiştir, ya da evli
olmadığı için acı çekiyordur. Simone De Beauvoir
* Bir erkek karınızı elinizden aldığı zaman karınızı ona bırakmaktan daha büyük bir
intikam yoktur. Sacha Guıtry
* Bekar erkekler kadınlar hakkında evli erkeklerden daha çok şey bilirler. Eğer bilmeselerdi onlar da evlenmiş olurdu. H.L.Mencken
* Erkek evlenene kadar eksik bir erkektir. Ve evlendiğinde artık bitmiştir. Zsa Zsa Gabor
* Kadınlara büyük saygı duyan ve onları herşeyin üstünde tutan erkekler,
kadınlar arasında popüler olmayı nadiren başarabilirler. J.Addıson
* Kadınlar güçsüz olana kendini bir ödül, güçlü olana bir eşya gibi sunar.
Cesare Pavese
* Bir erkeğe göre 'erkeğin iyisi' ile , bir kadına göre 'erkeğin iyisi' aynı şeyler değildir. Ortega Y Gasset
* Erkekler, hayatlarının bir devresinde evlerinin tam hakimidirler. O da doğdukları günden üç yaşına kadar oldukları zamandır. Gaston Paces
* Erkekler şaraba benzer. Geçen yıllar kötülerini ekşitir, iyilerini
olgunlaştırır. Cicero
* Cömertlik, erkeğe yakışan erdemdir.
Goethe
* Erkeği evinden kaçıran damın akması, bacanın tütmesi ve kadının çenesidir. Chauger
* Evli erkekler her yeni damadı sevinçle seyrederler. Tıpkı ormanda yeni yakalanıp getirilen genç bir aslanı seyreden kıdemli sirk aslanı gibi. Mark Twain
* Erkeklerin aklı, ev kadını arar, ama kalbi ve hayal gücü başka özellikler
peşindedir. Goethe
* En mükemmel kadın, çocuklarına babalarının yokluğunda baba olabilecek kadındır. Goethe
* Kadın öyle bir konudur ki, onu ne kadar incelersen incele her zaman yepyenidir. Tolstoy
* Bir kadın ya sever, ya da nefret eder; ortası yoktur. Pubillius Syrus
* Kadınlar sevmedikleri adama hiç acımazlar. Alexandre Dumas Files
* Kadınlarda feci olan şey, ne onlarla ne de onlarsız yaşanabilmesidir. Byron
* Kadınların gözleri keskin, zekaları uyanık, düşünceleri vesveseli olur. Guy de Maupassant
* Kadın, insanın gölgesi gibidir; kovalarsanız kaçar, kaçarsanız kovalar.
Chamfort
* Kadın kendi başına ne gül goncasıdır, ne de diken. Koklamasını bilirsen gül, tutmasını bilmezsen diken olur. Refik Halid Karay
* İyi bir kadın bir erkeği etkiler, zeki bir kadın onda ilgi uyandırır, güzel bir kadın büyüler, anlayışlı bir kadın ise ona sahip olur. Helen Rowland
* En güvenilir dost, anne baba ve sadık eştir
* Tanrı kadınlara geçmişi ve geleceği, erkeklere ise yaşadığı günü armağan etti. Kadınlar geniş bir zamana yayıldıkları için huzursuz, erkekler daracık bir zamana sıkıştıkları için anlayışsız olurlar. Ahmet Altan
* Bir kadın aynı zamanda hem sevdalı, hem anne olamaz. Andre Maurois
* Kadın psikolojisini otuz yıldır incelememe rağmen büyük soruya cevap bulamadım. Gerçekte kadınlar ne istiyor? Sigmund Freud
* Zengin dullar bir gözleriyle ağlarlar, öbürünü kırparlar. Miguel De Cervantes
* Erken kalkmayan avrat, söz dinlemeyen evlat, mahmuzla gitmeyen at; kapında varsa kaldır at.
* Kadına inanan, kendini aldatır. İnanmayan da kadını aldatır. Çin Atasözü
* Bir sürü erkek başarısını ilk karısına borçludur. İkinci karısını da başarısına. Jim Backus
* Kadın peşinde koşmanın zararı yoktur. Zararı veren onları yakalamaktır. Jack Davies
* Erkek hissettiği, kadın göründüğü yaştadır. Moltimer Collins
* Bir erkek ölürken kıpırdayan son yeri, kalbidir. Bir kadın ölürken, dili.
George Chapman
* Bir kadın kısık sesle konuşuyorsa birşey istiyor demektir. Sesini yükseltiyorsa bilin ki istediğini elde edememiştir.
* Kesinlikle evlen! Karın iyiyse mutlu, kötüyse filozof olursun. Sokrates
* Bütün dünyada bir tek güzel çocuk vardır. Bütün annelerde ona sahiptir. Çin atasözü
* Her başarılı erkeğin arkasında, onunla gurur duyan bir karısı ve bu işe şaşakalmış bir kayınvalidesi vardır. Brooks Hays
* Erkekler yaşlanır, kadınlarsa değişir. Goethe
* Niye evlenecekmişim ki? Evlenirsem başıma gelecek en iyi şey boynuzlanmamaktır ki evlenmezsem bunu çok daha emin yollardan elde edebilirim. Sebastian Chamfort
* Erkekler kendilerini yorgun hissettikleri için, kadınlar ise meraktan
evlenirler. İkisi de hayal kırıklığına uğrar. Oscar Wilde
* Evlilik geleneksel olarak kadınlara sunulmuş tek gelecektır. Bir çok
kadın ya evlidir, ya bir zamanlar evlilik geçirmiştir, ya da evli
olmadığı için acı çekiyordur. Simone De Beauvoir
* Bir erkek karınızı elinizden aldığı zaman karınızı ona bırakmaktan daha büyük bir
intikam yoktur. Sacha Guıtry
* Bekar erkekler kadınlar hakkında evli erkeklerden daha çok şey bilirler. Eğer bilmeselerdi onlar da evlenmiş olurdu. H.L.Mencken
* Erkek evlenene kadar eksik bir erkektir. Ve evlendiğinde artık bitmiştir. Zsa Zsa Gabor
* Kadınlara büyük saygı duyan ve onları herşeyin üstünde tutan erkekler,
kadınlar arasında popüler olmayı nadiren başarabilirler. J.Addıson
* Kadınlar güçsüz olana kendini bir ödül, güçlü olana bir eşya gibi sunar.
Cesare Pavese
* Bir erkeğe göre 'erkeğin iyisi' ile , bir kadına göre 'erkeğin iyisi' aynı şeyler değildir. Ortega Y Gasset
* Erkekler, hayatlarının bir devresinde evlerinin tam hakimidirler. O da doğdukları günden üç yaşına kadar oldukları zamandır. Gaston Paces
* Erkekler şaraba benzer. Geçen yıllar kötülerini ekşitir, iyilerini
olgunlaştırır. Cicero
* Cömertlik, erkeğe yakışan erdemdir.
Goethe
* Erkeği evinden kaçıran damın akması, bacanın tütmesi ve kadının çenesidir. Chauger
* Evli erkekler her yeni damadı sevinçle seyrederler. Tıpkı ormanda yeni yakalanıp getirilen genç bir aslanı seyreden kıdemli sirk aslanı gibi. Mark Twain
* Erkeklerin aklı, ev kadını arar, ama kalbi ve hayal gücü başka özellikler
peşindedir. Goethe
* En mükemmel kadın, çocuklarına babalarının yokluğunda baba olabilecek kadındır. Goethe
* Kadın öyle bir konudur ki, onu ne kadar incelersen incele her zaman yepyenidir. Tolstoy
* Bir kadın ya sever, ya da nefret eder; ortası yoktur. Pubillius Syrus
* Kadınlar sevmedikleri adama hiç acımazlar. Alexandre Dumas Files
* Kadınlarda feci olan şey, ne onlarla ne de onlarsız yaşanabilmesidir. Byron
* Kadınların gözleri keskin, zekaları uyanık, düşünceleri vesveseli olur. Guy de Maupassant
* Kadın, insanın gölgesi gibidir; kovalarsanız kaçar, kaçarsanız kovalar.
Chamfort
* Kadın kendi başına ne gül goncasıdır, ne de diken. Koklamasını bilirsen gül, tutmasını bilmezsen diken olur. Refik Halid Karay
* İyi bir kadın bir erkeği etkiler, zeki bir kadın onda ilgi uyandırır, güzel bir kadın büyüler, anlayışlı bir kadın ise ona sahip olur. Helen Rowland
* En güvenilir dost, anne baba ve sadık eştir
Aldatmaca bizi kafeslemiştir
Tarihin en acı derslerinden biri şudur: Yeterince uzun zaman aldatılmışsak, aldatmacayı ortaya koyan her türlü kanıtı reddederiz. Gerçeği bulmakla ilgilenmeyiz artık. Aldatmaca bizi kafeslemiştir. Tuzağa düştüğümüzü kendimize bile itiraf etmek, son derece acı vericidir çünkü. Bir kez şarlatana iplerinizi verdiniz mi bir daha hiçbir zaman geri alamazsınız. Böylece, yenileri çıkagelene kadar eski aldatmacalar sürer gider.
Carl Sagan
Etiketler:
Alıntılar,
Bilinç Zıplamaları,
Carl Sagan,
Gündelik Yaşam Parçacıkları,
Özlü İçerik
4 Haziran 2010 Cuma
dallarda kanlı bülbüller
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Sular sarardı...
Yüzün perde perde solmakta
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisân-ı hafidir ki rûha dolmakta
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Ahmet Haşim
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Sular sarardı...
Yüzün perde perde solmakta
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisân-ı hafidir ki rûha dolmakta
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Ahmet Haşim
1 Haziran 2010 Salı
Gazze Yanlız Kalmamalı
Gazze Yanlız Kalmamalı - 'We will not go down in Gaza tonight' - Michael Heart
'We will not go down in Gaza tonight' - Michael Heart
'We will not go down in Gaza tonight' - Michael Heart
Etiketler:
Bilinç Zıplamaları,
Gündelik Yaşam Parçacıkları
27 Mayıs 2010 Perşembe
Günümüz futbolcusunda aranacak en büyük özellik
Hızlanmak, sonra bir an durmak, sonra birden hızlanmak. Ve bunları yerinde yapmak. Yani ivmeli oynamak. Günümüz futbolcusunda aranacak en büyük özellik
Etiketler:
Bilinç Zıplamaları,
Futbol,
Gündelik Yaşam Parçacıkları,
Spor
Futbolun temel fizik kuralları
Futbolun temel fizik kuralları şöledir;
1 - Kimse toptan hızlı gidemez.
2 - İki oyuncu arasındaki en kısa mesafe tek ve doğrusal pastır.
3 - Topun tamamı üç direğin arasından geçmezse kazanamazsınız.
1 - Kimse toptan hızlı gidemez.
2 - İki oyuncu arasındaki en kısa mesafe tek ve doğrusal pastır.
3 - Topun tamamı üç direğin arasından geçmezse kazanamazsınız.
Etiketler:
Bilinç Zıplamaları,
Futbol,
Gündelik Yaşam Parçacıkları,
Spor
26 Mayıs 2010 Çarşamba
Bill Gates Otomobil yaparsa
Bill Gates, Comdex bilgisayar fuarını gezdikten sonra şu açıklamayı yapar:
"Eğer Volkswagen firması son 25 yıl içinde bilgisayar sektörü kadar hızlı gelişmiş olsaydı bugün 500 dolara alacağımız arabalara 25 dolarlık benzin koyup dünya turu atmamız mümkün olacaktı."
Volkswagen'den yanıt gecikmez: "VW teknolojisi Microsoft teknolojisi gibi olsaydı otomobiller şöyle olurdu:
1- Her aldığınız arabada tek koltuk olur, diğer koltuklar için ekstra lisans parası ödemek zorunda kaırdınız.
2- Arabalarımız sadece bizim ürettiğimiz benzinle çalışırdı.
3- Ortada hiç bir neden yokken otomobiller günde en az iki kere stop ederdi.
4- Yol çizgileri her yeniden boyandığında yeni bir otomobil almak zorunda kalırdınız.
5- Otoyolda giderken birdenbire otomobilin bütün göstergeleri kilitlenir ve sizin bunu kabullenip arabayı bastan çalıştırmanız gerekirdi.
6- Bazen sağa dönüş gibi basit bir manevra, arabanın tamamen stop etmesine neden olur ve bu durumda motoru tekrar yüklemeniz gerekirdi.
7- Yağ, hararet ve akü ikaz ışıklarının hepsi ortadan kalkar ve tek bir "Genel Koruma Hatası" sinyali olurdu.
8- Yeni koltuklar herkesin ayni boy ve ağırlıkta olmasını gerektirirdi.
9- Bazen araba durup dururken kilitlenir ve aynı anda kapı kilidini açıp marşa basıp bir elle de anteni tutmadıkça blokaj çözülmezdi. (Ctrl+Alt+Delete)
10- VW her yeni model otomobili piyasaya çıkardığında müşterilerin araba kullanmayı bastan öğrenmeleri gerekirdi.
11- Kaza anında, hava yastıkları açılmadan evvel "Emin misiniz?" diye sorardı...
"Eğer Volkswagen firması son 25 yıl içinde bilgisayar sektörü kadar hızlı gelişmiş olsaydı bugün 500 dolara alacağımız arabalara 25 dolarlık benzin koyup dünya turu atmamız mümkün olacaktı."
Volkswagen'den yanıt gecikmez: "VW teknolojisi Microsoft teknolojisi gibi olsaydı otomobiller şöyle olurdu:
1- Her aldığınız arabada tek koltuk olur, diğer koltuklar için ekstra lisans parası ödemek zorunda kaırdınız.
2- Arabalarımız sadece bizim ürettiğimiz benzinle çalışırdı.
3- Ortada hiç bir neden yokken otomobiller günde en az iki kere stop ederdi.
4- Yol çizgileri her yeniden boyandığında yeni bir otomobil almak zorunda kalırdınız.
5- Otoyolda giderken birdenbire otomobilin bütün göstergeleri kilitlenir ve sizin bunu kabullenip arabayı bastan çalıştırmanız gerekirdi.
6- Bazen sağa dönüş gibi basit bir manevra, arabanın tamamen stop etmesine neden olur ve bu durumda motoru tekrar yüklemeniz gerekirdi.
7- Yağ, hararet ve akü ikaz ışıklarının hepsi ortadan kalkar ve tek bir "Genel Koruma Hatası" sinyali olurdu.
8- Yeni koltuklar herkesin ayni boy ve ağırlıkta olmasını gerektirirdi.
9- Bazen araba durup dururken kilitlenir ve aynı anda kapı kilidini açıp marşa basıp bir elle de anteni tutmadıkça blokaj çözülmezdi. (Ctrl+Alt+Delete)
10- VW her yeni model otomobili piyasaya çıkardığında müşterilerin araba kullanmayı bastan öğrenmeleri gerekirdi.
11- Kaza anında, hava yastıkları açılmadan evvel "Emin misiniz?" diye sorardı...
Etiketler:
Alıntılar,
Bilinç Zıplamaları,
Gündelik Yaşam Parçacıkları
20 Mayıs 2010 Perşembe
KUPA SAYILARI
KUPA SAYILARI
Kulüplerin müzesindeki Avrupa, lig, Türkiye Kupası ve Süper Kupa sayıları şöyle:
Takım Avrupa Lig Türkiye Süper Toplam
1-Galatasaray 2 17 14 11 44
2-Fenerbahçe - 17 4 8 29
3-Beşiktaş - 11 8 8 27
4-Trabzonspor - 6 8 7 21
5-Ankaragücü - - 2 2 4
6-Göztepe - - 2 1 3
7-Bursaspor - 1 1 - 2
8-Eskişehirspor - - 1 1 2
9-Gençlerbirliği - - 2 - 2
10-Altay - - 2 - 2
11-Kocaelispor - - 2 - 2
12-Sakaryaspor - - 1 - 1
13- Kayserispor - - 1 - 1
Kulüplerin müzesindeki Avrupa, lig, Türkiye Kupası ve Süper Kupa sayıları şöyle:
Takım Avrupa Lig Türkiye Süper Toplam
1-Galatasaray 2 17 14 11 44
2-Fenerbahçe - 17 4 8 29
3-Beşiktaş - 11 8 8 27
4-Trabzonspor - 6 8 7 21
5-Ankaragücü - - 2 2 4
6-Göztepe - - 2 1 3
7-Bursaspor - 1 1 - 2
8-Eskişehirspor - - 1 1 2
9-Gençlerbirliği - - 2 - 2
10-Altay - - 2 - 2
11-Kocaelispor - - 2 - 2
12-Sakaryaspor - - 1 - 1
13- Kayserispor - - 1 - 1
19 Mayıs 2010 Çarşamba
Yeni şampiyonların alacağı kötü sonuçlar diğer takımların şansını tehlikeye sokacak
Yeni şampiyonların alacağı kötü sonuçlar diğer takımların şansını tehlikeye sokacak
Şampiyonlar Ligi açısından durum daha da zor olacak. Dürüst olalım, ne Bursaspor ne de Twente’nin büyük Avrupa takımları karşısında şansı var. Türkiye ve Hollanda’nın sorunu şu: alacakları kötü sonuçlar, şu meşhur UEFA Ligi katsayısı üzerinde olumsuz etki yapacak. Bu katsayı Avrupa futbol federasyonu tarafından ligleri puanlamak ve bir ligden Avrupa kupalarına katılacak takımların sayısını belirlemek için kullanılıyor. Şu an Hollanda ve Türkiye listenin 10. ve 11. sıralarında yer alıyor, her ikisinin de Şampiyonlar Ligi’ne 2, Avrupa Ligi’ne ise 3 takım gönderme hakkı var. Yeni şampiyonların alacağı kötü sonuçlar diğer
Hollanda ve Türkiye takımlarının şansını tehlikeye sokacak. Sempatik, fakat geleceği olmayan takımların şampiyonluğu karşılığında böyle bir bedel ödemek istiyor muyuz? Emin değilim.
Kaynak: Bursaspor'un şampiyonluğu Türk futbolu için iyi mi?
Yazan: Joost Lagendijk
Şampiyonlar Ligi açısından durum daha da zor olacak. Dürüst olalım, ne Bursaspor ne de Twente’nin büyük Avrupa takımları karşısında şansı var. Türkiye ve Hollanda’nın sorunu şu: alacakları kötü sonuçlar, şu meşhur UEFA Ligi katsayısı üzerinde olumsuz etki yapacak. Bu katsayı Avrupa futbol federasyonu tarafından ligleri puanlamak ve bir ligden Avrupa kupalarına katılacak takımların sayısını belirlemek için kullanılıyor. Şu an Hollanda ve Türkiye listenin 10. ve 11. sıralarında yer alıyor, her ikisinin de Şampiyonlar Ligi’ne 2, Avrupa Ligi’ne ise 3 takım gönderme hakkı var. Yeni şampiyonların alacağı kötü sonuçlar diğer
Hollanda ve Türkiye takımlarının şansını tehlikeye sokacak. Sempatik, fakat geleceği olmayan takımların şampiyonluğu karşılığında böyle bir bedel ödemek istiyor muyuz? Emin değilim.
Kaynak: Bursaspor'un şampiyonluğu Türk futbolu için iyi mi?
Yazan: Joost Lagendijk
Deco Hangi Takım ile Anlaştı
Portekiz Milli Takım formasını giyen Brezilya asıllı oyuncu Deco, Chelsea ile bir senelik daha kontratı olmasına karşın, memleketi Brezilya'ya dönebileceğinin sinyallarini veriyor. Fluminense ile anlaşmak üzere olduğunu bizzat kendi ağzından teyit edebileceğimiz durumun biraz özelide şuna benzer; Fluminense takımının yıllık 2 milyon eurodan 2 yıllık bir anlaşma önerdiği eğer Chelsea kulübünün Deco'yu serbest bırakması halinde herşeyin yapbozda yerine oturacağı konuşuluyor. E bir kere Deco konuşuyor;
Deco, "Fluminense'ye imza atmam yüksek bir ihtimal ama şu anda kesin konuşamıyorum çünkü Chelsea ile sözleşmem devam ediyor" dedi.
İşte Deco Hangi Takım ile Anlaştı sorunun cevabı böyle. Sayın Demirören duy sesimi sen pazarlıkla 3 milyon euro da kapatırsın bu işi olmadı 4'e bile anlaşırsın, kinayesi... Bonservissiz olacaksa heran Galatasaray'da devreye girebilir. Bkz: Mehmet Batdal, Serdar Özkan, Ali Turan,...
Deco, "Fluminense'ye imza atmam yüksek bir ihtimal ama şu anda kesin konuşamıyorum çünkü Chelsea ile sözleşmem devam ediyor" dedi.
İşte Deco Hangi Takım ile Anlaştı sorunun cevabı böyle. Sayın Demirören duy sesimi sen pazarlıkla 3 milyon euro da kapatırsın bu işi olmadı 4'e bile anlaşırsın, kinayesi... Bonservissiz olacaksa heran Galatasaray'da devreye girebilir. Bkz: Mehmet Batdal, Serdar Özkan, Ali Turan,...
Carvalho de Oliveira Amauri - Huntelaar Takası
Harika bir performans sonrası Juventusa transfer olan Carvalho de Oliveira Amauri, bu sezon gösterdiği performansla büyük bir hayal kırıklığına sebep oldu. Dünya Kupasına da katılamaması, sanırım kendisi için en büyük eziyettir.
40 maçta sadece 7 gol atabilen oyuncu, bu transfer dönemi ile elden çıkarılacaklar listesindeki yerini aldı.
Milan'da forma giyen /giyemeyen Huntelaar da beklenen patlamayı bir türlü yapamadı.
İki oyuncunun performanslarını ve takımlarının onlardan beklentilerini yan yana koyduğumuzda takas olma ihtimallerini göz ardı etmek imkansız.
Carvalho de Oliveira Amauri - Huntelaar Takası gerçekleşirse hem golcüler için hem de takımlar için çok karlı bir takas olabilir.
40 maçta sadece 7 gol atabilen oyuncu, bu transfer dönemi ile elden çıkarılacaklar listesindeki yerini aldı.
Milan'da forma giyen /giyemeyen Huntelaar da beklenen patlamayı bir türlü yapamadı.
İki oyuncunun performanslarını ve takımlarının onlardan beklentilerini yan yana koyduğumuzda takas olma ihtimallerini göz ardı etmek imkansız.
Carvalho de Oliveira Amauri - Huntelaar Takası gerçekleşirse hem golcüler için hem de takımlar için çok karlı bir takas olabilir.
David Luiz Moreira Marinho - David Luiz
2007 senesinde Vitoria'dan Benfica'ya transfer olan David Luiz Moreira Marinho, geleceğin en önemli savunma oyuncuları arasında gösteriliyor.
David Luiz Moreira Marinho - David Luiz
David Luiz Moreira Marinho, 22 Nisan 1987 tarhinde Sao Paulo'da doğan Brezilyalı defans oyuncusu David Luiz ismi ile biliniyor. David Luiz fiziksel olarak komple bir defans oyuncusu özelliklerine sahip ve ayrıca da teknik olarak da bir defans oyuncusuna göre oldukça yetenekli. Stoper olarak görev yapan David Luiz, ayrıca defansif orta saha ve sol bek olarakta -nadiren de olsa- görev yapan / yapabilecek bir oyuncudur. Özellikle 2009 yılında Jorge Ribeiro'nun yokluğunda sol bek olarak forma giymiştir.
David Luiz, 31 Ocak 2007 tarihinde Vitória takımından Sport Lisboa e Benfica (Benfica) takımına kiralandı. Şuan, Portsmouth forması giyen Ricardo Rocha'nın 2007 yılında Tottenham Hotspur'a transfer olması ile O'nun yerine David Luiz transfer edilmişti. Sezon sonunda yeteneklerini takımda sergileyebilecek ışığı vermesi ve takıma olan uyumu düşünülerek kiralık olarak geldiği Benfica ile 5 yıllık bir kontrata imza attı.
Transfer Haberleri
Şuan 23 yaşında olan David Luiz Moreira Marinho - David Luiz için şubat ayında Bayern Munih'in devreye girdiği hakkında transfer dedikoduları çıkmıştı. [Diario de Noticias haberi]
Şimdi de Manchester City Brezilyalı oyuncu için devreye girdiği haberleri dolaşıyor. Transferin gerçekleşmesi için ön görülen bonservis ücreti: 21,5 m. pound
David Luiz Moreira Marinho - David Luiz
David Luiz Moreira Marinho, 22 Nisan 1987 tarhinde Sao Paulo'da doğan Brezilyalı defans oyuncusu David Luiz ismi ile biliniyor. David Luiz fiziksel olarak komple bir defans oyuncusu özelliklerine sahip ve ayrıca da teknik olarak da bir defans oyuncusuna göre oldukça yetenekli. Stoper olarak görev yapan David Luiz, ayrıca defansif orta saha ve sol bek olarakta -nadiren de olsa- görev yapan / yapabilecek bir oyuncudur. Özellikle 2009 yılında Jorge Ribeiro'nun yokluğunda sol bek olarak forma giymiştir.
David Luiz, 31 Ocak 2007 tarihinde Vitória takımından Sport Lisboa e Benfica (Benfica) takımına kiralandı. Şuan, Portsmouth forması giyen Ricardo Rocha'nın 2007 yılında Tottenham Hotspur'a transfer olması ile O'nun yerine David Luiz transfer edilmişti. Sezon sonunda yeteneklerini takımda sergileyebilecek ışığı vermesi ve takıma olan uyumu düşünülerek kiralık olarak geldiği Benfica ile 5 yıllık bir kontrata imza attı.
Transfer Haberleri
Şuan 23 yaşında olan David Luiz Moreira Marinho - David Luiz için şubat ayında Bayern Munih'in devreye girdiği hakkında transfer dedikoduları çıkmıştı. [Diario de Noticias haberi]
Şimdi de Manchester City Brezilyalı oyuncu için devreye girdiği haberleri dolaşıyor. Transferin gerçekleşmesi için ön görülen bonservis ücreti: 21,5 m. pound
Etiketler:
Benfica,
David Luiz,
Dedikodu,
Futbol,
İngiltere,
Manchester City,
Portekiz,
Spor
Barcelona David Villa ile Kesin Anlaşma Sağladı
Ülkelere göre transfer dedikoduları yazı ile Barcelona Rüyası: Cesc Fabregas ve David Villa yazılarında David Villa'nın Barcelona'ya transferinin ne kadar yüksek bir ihtimal olduğunu değerlendirmiştik. Ve Barcelona çok istedi! David Villa içinde bir rekor kariyer sezonu şansıdır bu!
Sezonun ilk bomba transfer detayları; Barcelona, David Villa için Valencia'ya ~50 milyon Euro ödeyecek. David Villa da brüt ~7 milyon Euro alacak.
Aynı zamanda da İbra için yolun sonudur. Yedek bekleyecek ne sabrı ne de zamanı olan oyuncunun ben Liverpool'a gideceğini düşünüyorum.
Nedeni de Chelsea'nin F.Torres ısrarıdır. Torres'in gidişine göre İbrahimoviç'in de gidişi belli olur. Bir diğer seçenek ise M.United tabi, matıklı da! Bu tarz bir girişim de bulunurlar mı bilemiyorum! Neyse, kısacası en büyük ihtimal İbrahimoviç'in İngiltere'ye transfer olacağıdır.
Sıradaki: Cesc Fabregas
Sezonun ilk bomba transfer detayları; Barcelona, David Villa için Valencia'ya ~50 milyon Euro ödeyecek. David Villa da brüt ~7 milyon Euro alacak.
Aynı zamanda da İbra için yolun sonudur. Yedek bekleyecek ne sabrı ne de zamanı olan oyuncunun ben Liverpool'a gideceğini düşünüyorum.
Nedeni de Chelsea'nin F.Torres ısrarıdır. Torres'in gidişine göre İbrahimoviç'in de gidişi belli olur. Bir diğer seçenek ise M.United tabi, matıklı da! Bu tarz bir girişim de bulunurlar mı bilemiyorum! Neyse, kısacası en büyük ihtimal İbrahimoviç'in İngiltere'ye transfer olacağıdır.
Sıradaki: Cesc Fabregas
Etiketler:
Barcelona,
David Villa,
İspanya,
Transfer,
Valencia
18 Mayıs 2010 Salı
Arbitraj Nedir? Arbitrajcı Kime Denir?
Arbitraj Nedir? Arbitrajcı Kime Denir?
Arbitraj fiyat farklarından yararlanmak amacıyla para, kıymetli maden, tahvil ve hisse senedi alıp satma işlemidir.
Farklı piyasalarda aynı menkul kıymetler için farklı denge fiyatları oluşmuş olması durumunda, menkul kıymetlerin ucuz olduğu piyasadan alınarak daha pahalı olduğu piyasada satılmasıdır. Arbitrajcı arbitraj işlemini gerçekleştiren kişidir. Alış-satış işleminin aynı anda gerçekleştiği varsayımı altında arbitrajcı hiçbir risk üstlenmez. Arbitrajda malın satış fiyatı ile alış fiyatı arasındaki pozitif fark arbitrajcı kârıdır. Arbitraj, piyasa işleyişinde bozukluğun sonucudur. Zira işleyen bir piyasada aynı menkul kıymetler için tek fiyat oluşur. Ve işleyen piyasalarda arbitraj mümkün değildir.
Arbitrajı örnekleyecek olursak; İMKB'de 10€ = 21.4 TL iken Dowjones'ta 10€ = 27 TL ise arbitrajcı İMKB'den aldığı avroları Dowjones'ta satarak kâr elde eder. Arbitrajın oluşabilmesi için iki piyasanın birbirinden habersiz olması gerekir fakat günümüzde mükemmel piyasa koşullarına yaklaşılmakta olduğundan arbitraj gün geçtikçe zorlaşmaktadır.
Kaynak: Wikipedia
Arbitraj fiyat farklarından yararlanmak amacıyla para, kıymetli maden, tahvil ve hisse senedi alıp satma işlemidir.
Farklı piyasalarda aynı menkul kıymetler için farklı denge fiyatları oluşmuş olması durumunda, menkul kıymetlerin ucuz olduğu piyasadan alınarak daha pahalı olduğu piyasada satılmasıdır. Arbitrajcı arbitraj işlemini gerçekleştiren kişidir. Alış-satış işleminin aynı anda gerçekleştiği varsayımı altında arbitrajcı hiçbir risk üstlenmez. Arbitrajda malın satış fiyatı ile alış fiyatı arasındaki pozitif fark arbitrajcı kârıdır. Arbitraj, piyasa işleyişinde bozukluğun sonucudur. Zira işleyen bir piyasada aynı menkul kıymetler için tek fiyat oluşur. Ve işleyen piyasalarda arbitraj mümkün değildir.
Arbitrajı örnekleyecek olursak; İMKB'de 10€ = 21.4 TL iken Dowjones'ta 10€ = 27 TL ise arbitrajcı İMKB'den aldığı avroları Dowjones'ta satarak kâr elde eder. Arbitrajın oluşabilmesi için iki piyasanın birbirinden habersiz olması gerekir fakat günümüzde mükemmel piyasa koşullarına yaklaşılmakta olduğundan arbitraj gün geçtikçe zorlaşmaktadır.
Kaynak: Wikipedia
Etiketler:
Bilinç Zıplamaları,
Gündelik Yaşam Parçacıkları
Barcelona Rüyası : Cesc Fabregas - David Villa
Barcelona close in on Cesc Fabregas and David Villa |
Cesc Fabregas - David Villa 'nın şuanki Barcelona kadrosuna eklenmesi rüya gibi bir durum. Barcelona Rüyası. David Villa'nın transfer olma ihtimali daha yüksek... Arsenal Fabregas 'tan biraz daha faydalanmak isteyecektir ama reddemiyecekleri bir teklif gelirse, çokta direnç gösterebileceklerini düşünmüyorum.
Transferi destekleyici haber;
Spordan sorumlu asbaşkan Rafael Yuste, Ona FM'e yaptığı açıklamalarda Arsenal'in Fabregas için fiyat biçmesini beklediklerini belirterek, "Villa transferi için görüşmelerimiz sürüyor. Arsenal kulübü, Cesc için henüz bir rakam belirlemedi. Onlardan haber bekliyoruz. Her ikisinin de bizde oynamak istemesi çok güzel" şeklinde konuştu.
Önümüzdeki sezon için önemli isimlerle anlaşacaklarını ifade eden ancak şu an isim vermekten kaçındıklarını ifade eden genel direktör Joan Oliver ise, "Puzzle gibi kadromuz var. Belki hiçbir oyuncu tek başına çok bir şey ifade etmiyor ama hepsi bir araya gelince durdurulamıyorlar. Dürüst olmak gerekirse önümüzdeki sezon öncesinde üç bölgeye transfer yapacağız. Bu arada Fabregas ve Villa iki yıldız ismin bize gelmek istemesi gurur verici. Tabii bu transferler için henüz net bir durum söz konusu değil" dedi.
Daha önce, Faberegas ile ilgili çıkan başka bir transfer haberinde şöyleydi ;
* Cesc Fabregas ve Barcelona! Yaya Toure ve 40 milyon euro karşılığında Barcelona ile Arsenalin anlaştığı ve Fabregas'ın Barcelona ile 4 senelik kontrata imza attığı Transfer Dedikoduları arasındaki yerini alıyor.
Ülkelere Göre Transfer Dedikoduları
Etiketler:
Arsenal,
Barcelona,
Cesc Fabregas,
David Villa,
İngiltere,
İspanya,
Valencia
Chamakh gollerine Arsenal de devam edecek
Chamakh gollerine Arsenal de devam edecek. Skysport haberi böyle; Faslı futbolcu Chamakh, Arsenal ile görüşmek üzere Londra - İngiltere'de bulunuyor. Bordeaux ile sözleşmesi sezon sonunda (haziran) bitecek olan golcu oyuncu için iyi bir seçim.
Şampiyon Fenerbahçe Geyikleri 2010 vol.5
Yazı dizisine ilginç geyikler olursa diye son ek; Şampiyon Fenerbahçe Geyikleri 2010 vol.5
* Guinness açıklama : Biz hiç aynı anda g.t olan 55.000 kişi görmemiştik. :) bu rekor tüm Fenevbahçe taraftarına armağan olsun...
* Bu aralar daha doğrusu 2 gündür Spor programlarını izlerken gülmekten kırılıp geçiyorum şu FB'nin 2-3 dakkalık sevincine. Ama sadece ben değil yorumcular da gülüyolar bıyık altından da olsa..:)
* şampiyon olduğunu sanıp sevinmece - bobiler
* Konuyla İlgili YILDIRIM açıklama geldi : Biz Barcelona'nın Şampiyonluğuna Seviniyorduk
* Pendikspor'u yenince sevinen bir amatör takım..
Fenerbahçe'yi yenince sevinen bir Pendikspor..
GALATASARAY'ı yenince sevinen bir Fenerbahçe...
"Büyük takımlar kazandıkları kupaları, küçük takımlar yendikleri büyük takımları konuşur"
Michel Platini UEFA Başkanı
* Türkiye Profesyonel 1. Futbol Ligi' nde Fenerbahçe' nin şampiyonluk sayısı : 17
Türkiye Profesyonel 1. Futbol Ligi' nde Fenerbahçe' nin şampiyonluk kutlama sayısı : 19
* Her yıl 16 Mayıs'ta 1dk Fener'in şampiyonluğunu
kutlayalım :-)
* Cristian, "Maç sonunda şampiyonduk. Omuzlardaydık. Bir anda şampiyon olmadığımızı anladık. Kimse şampiyon olmadığımıza inanmak istemiyordu. Soyunma odasına gittik. Herkes şaşkın birbirine bakıyordu. Kimseden ses çıkmadı.
Başkan geldi. En çok o üzülmüştü. Konuşurken elleri titriyordu. Kalp krizi geçirecek diye korktum. Bir şeyler söyledi ama ben anlamadım. Tüm futbolcuların başı yere eğildi. Sanırım kulübümde büyük yenilikler olacak" dedi.
Arkası buradan devam eder...
Şampiyon Fenerbahçe Geyikleri 2010 ile biraz geyik biraz espiri biraz da Aziz Yıldırımın yarattığı nefret imparatorluğunun acizliğinin toplum tarafından böylesine sevinçle karşılanmasına destek babında paylaşıma başladım. Yazı bir diziye dönüştü. Ardından, Şampiyon Fenerbahçe Geyikleri 2010 vol.2, Şampiyon Fenerbahçe Geyikleri 2010 vol.3 ve Şampiyon Fenerbahçe Geyikleri 2010 vol.4 gibi birbirine benzer geyikleri sıraladım.
Futbol enteresan bir oyun kanıtları çok fazla. Takım taraftarı olmanın en büyük hüznüde mağlubiyetler ya da beklenen başarıların altında kalmak ancak bu farklı bir rezalet. Biraz da felaket! Tabi ders almak ve geleceği organize etme şansı da var Fenerbahçenin bakalım ne olacak, göreceğiz. Ama bu travmayı atlatmak kolay değil.
Resim: çoğu Bobiler
* Guinness açıklama : Biz hiç aynı anda g.t olan 55.000 kişi görmemiştik. :) bu rekor tüm Fenevbahçe taraftarına armağan olsun...
* Bu aralar daha doğrusu 2 gündür Spor programlarını izlerken gülmekten kırılıp geçiyorum şu FB'nin 2-3 dakkalık sevincine. Ama sadece ben değil yorumcular da gülüyolar bıyık altından da olsa..:)
* şampiyon olduğunu sanıp sevinmece - bobiler
* Konuyla İlgili YILDIRIM açıklama geldi : Biz Barcelona'nın Şampiyonluğuna Seviniyorduk
* Pendikspor'u yenince sevinen bir amatör takım..
Fenerbahçe'yi yenince sevinen bir Pendikspor..
GALATASARAY'ı yenince sevinen bir Fenerbahçe...
"Büyük takımlar kazandıkları kupaları, küçük takımlar yendikleri büyük takımları konuşur"
Michel Platini UEFA Başkanı
En azından bunu erken fark ettik... |
* Türkiye Profesyonel 1. Futbol Ligi' nde Fenerbahçe' nin şampiyonluk sayısı : 17
Türkiye Profesyonel 1. Futbol Ligi' nde Fenerbahçe' nin şampiyonluk kutlama sayısı : 19
* Her yıl 16 Mayıs'ta 1dk Fener'in şampiyonluğunu
kutlayalım :-)
Kupa Almaz dersem kesin gülerler... |
Başkan geldi. En çok o üzülmüştü. Konuşurken elleri titriyordu. Kalp krizi geçirecek diye korktum. Bir şeyler söyledi ama ben anlamadım. Tüm futbolcuların başı yere eğildi. Sanırım kulübümde büyük yenilikler olacak" dedi.
Arkası buradan devam eder...
Şampiyon Fenerbahçe Geyikleri 2010 ile biraz geyik biraz espiri biraz da Aziz Yıldırımın yarattığı nefret imparatorluğunun acizliğinin toplum tarafından böylesine sevinçle karşılanmasına destek babında paylaşıma başladım. Yazı bir diziye dönüştü. Ardından, Şampiyon Fenerbahçe Geyikleri 2010 vol.2, Şampiyon Fenerbahçe Geyikleri 2010 vol.3 ve Şampiyon Fenerbahçe Geyikleri 2010 vol.4 gibi birbirine benzer geyikleri sıraladım.
Futbol enteresan bir oyun kanıtları çok fazla. Takım taraftarı olmanın en büyük hüznüde mağlubiyetler ya da beklenen başarıların altında kalmak ancak bu farklı bir rezalet. Biraz da felaket! Tabi ders almak ve geleceği organize etme şansı da var Fenerbahçenin bakalım ne olacak, göreceğiz. Ama bu travmayı atlatmak kolay değil.
Resim: çoğu Bobiler
Bir sıfır gerek bana
Bir sıfır gerek bana sol yanımda değer kazanacak,
Bir sıfır gerek bana değerli hissettirecek,
Bir sıfır gerek bana içi dopdolu olacak,
Ve bir sıfır gerek bana nereden başladığımı unutturmayacak...
Bir sıfır gerek bana değerli hissettirecek,
Bir sıfır gerek bana içi dopdolu olacak,
Ve bir sıfır gerek bana nereden başladığımı unutturmayacak...
Etiketler:
Alıntılar,
Bilinç Zıplamaları,
Gündelik Yaşam Parçacıkları,
Özlü İçerik
uçurum da sizin içinize bakmaya başlar
Uçuruma gözlerinizi dikip baktığınızda,
uçurum da sizin içinize bakmaya başlar.
Nietzsche
uçurum da sizin içinize bakmaya başlar.
Nietzsche
2009 - 2010 Sezonunun en büyük haksızlığı
Mehmet Demirkol gazete köşesinde 2009-2010 sezonunun enlerini sıralamış, en dikkat çekici kısımlarından birisi 2009 - 2010 Sezonunun en büyük haksızlığı
Arda Turan. Yıldızlığı mecburen, kaptanlığı mecburen... Her seyi mecburiyetten sırtına yükleyip sonra da hesap sorduk ondan. Kendisini adayan ve bunun sıkıntısını çeken oldu. Jo’yla aynı kefeye konmak bizim ayıbımız. O çok daha iyisini hak ediyor, bu kadar baskıyı değil.
Yazının tamamını okumak isterseniz diye : adresi şöyle...
Arda Turan. Yıldızlığı mecburen, kaptanlığı mecburen... Her seyi mecburiyetten sırtına yükleyip sonra da hesap sorduk ondan. Kendisini adayan ve bunun sıkıntısını çeken oldu. Jo’yla aynı kefeye konmak bizim ayıbımız. O çok daha iyisini hak ediyor, bu kadar baskıyı değil.
Yazının tamamını okumak isterseniz diye : adresi şöyle...
Etiketler:
Alıntılar,
Arda Turan,
Futbol,
Galatasaray,
Mehmet Demirkol,
Spor
Şükrü Saraçoğlu Stadyumunda Das Experiment Filmi
Banu Yelkovan'ın Ne sezon finaliydi ama... yazısıdır. Arşivimde dursun. Bana göre uygun başlığıda Şükrü Saraçoğlu Stadyumunda Das Experiment Filmi
‘Das Experiment’ (Deney) filmini İstanbul Film Festivali çerçevesinde, Emek Sineması’nda seyretmiştik. Filmin konusu gazete ilanıyla bulunan yirmi deneğin yarısına gardiyan, yarısına mahkum kıyafeti giydirilerek davranışlarının incelendiği bir deney üzerineydi. Deneyin süresi iki haftaydı, istediğin an bırakıp çıkmak tamamen serbestti ve sözde gardiyanların, sözde mahkumlar üzerinde şiddet kullanmadan nasıl otorite geliştireceklerinin denemesiydi bu.
Film ilerledikçe sadece gardiyanlar ve mahkumlar değil, biz seyirciler bile deneyin havasına girdik. Yaratılan sözde ‘gerçekliğin’ kitleleri nasıl etkisi altına aldığını, üniformayı giyenlerin nasıl duygusuzlaştığını, kendilerini üstün görmeye başladıklarını, mahkum kıyafetlilerin adım adım ezikleştiğini, psikolojik olarak yok oluşlarını dakika dakika izledik. Film bittiğinde kimse yerinden kalkamadı. Neden sonra ayağa kalkıp sessizce dağıldık. Sanırım herkes kendi ‘deneyini’ sorguluyordu.
Futbol yorumlamaya çalışırken ‘kendi gerçekliği’ cümlesini çok sık kullanmamın nedeni işte bu filmdir. Her taraftarın ‘kendi gerçekliğinde’ yaşadığı çok garip bir dünya futbol. Nalıncı keserinin hep bize yonttuğu, hakem hatalarının hep bizim aleyhimize olduğu, basının hep rakibi tuttuğu, bizimkiler hariç bütün yöneticilerin boşboğaz olduğu bir garip gerçeklik hali...
Filmdeki gibi şiddetle sona erdi
Fenerbahçe maçının sonu, bir sosyal deney gibiydi. Kötü niyetli birtakım insanlar uzun süren ince planlamalar sonucu bu senaryoyu devreye sokmaya kalksalar, cep telefonlarını kitlemeyi başarsalar, stattaki televizyonları bloke etmeyi başaramazlardı, onu becerseler anonsçuyu ayarlayamazlardı. Rakip taraftarlar ezeli rakipleri için en dramatik şampiyonluk kaçırma senaryoları düşleseler, böylesini hayal edemezlerdi. Hepimiz toplu bir deneyin parçaları gibiydik. Ve tıpkı Das Experiment’teki gibi şiddetle sona erdi.
Bugün herkes hemfikir: Bu yaşananlar şampiyonluğun kaçmasından çok daha kötü. Herkes bu maçı Denizli maçıyla kıyaslıyor. Ama o maç camia üzerinde bütünleştirici bir etki yaratmıştı. Fenerbahçeli taraftarlar ertesi gün Fenerium mağazalarına akın etmişlerdi. Birlik olmuşlardı. Bugün durum tam tersi. Kendilerini çok kötü hissediyorlar. Dün birçoğu işe gitmedi. Okulu kırdı. Değil rakip taraftarların alaylarını püskürtecek güçleri, televizyon seyredecek, gazete okuyacak, aynaya bakacak mecalleri yok.
Yıldırım ne düşünüyor acaba?
2006’da üzgünlerdi. Bugün kızgınlar. Bunu kendilerine yaşatanlara kızgınlar. Artık bir şeyler değişsin isteyecekler. Birileri gitsin isteyecekler. Bu ruh halinden elbet çıkacaklar. Ama zaman alacak. Bu toplu galeyan anında dokunulmaz saydıkları çok fazla şey zarar gördü çünkü. Taraftarların basın toplantısının kapısına dayanarak teknik direktörü istedikleri, koltukların kırılarak sahaya atıldığı, insanların yaralandığı, pankartların tutuşturulduğu, çocukların gözlerinin biber gazıyla yaşardığı, babalarının kafalarının kanadığı bir yere döndü Şükrü Saracoğlu. Yani Türkiye’nin herhangi bir stadına.
O statta insanları tek tek yerlerine oturtmaya çalışan, otoparkta arabasını yanlış yere koyanı bizzat gidip locasından kaldıran, tribün gruplarıyla kıyasıya savaşa girişen, taraftarının insanca şartlarda maç seyretmesini gurur meselesi haline getiren Aziz Yıldırım’ın şu an ne düşündüğünü merak ediyorum. Hangi gözlerle baktı dün olanlara. ‘Değmezmiş’ diye mi düşünüyor, yoksa bu olanlar onu daha da mı hırslandırdı. İşte bunu bekleyip göreceğiz.
ps: Das Experiment filmini aklıma düşüren Gürsoy Ercan’a teşekkürler!
Resim: Bobiler
‘Das Experiment’ (Deney) filmini İstanbul Film Festivali çerçevesinde, Emek Sineması’nda seyretmiştik. Filmin konusu gazete ilanıyla bulunan yirmi deneğin yarısına gardiyan, yarısına mahkum kıyafeti giydirilerek davranışlarının incelendiği bir deney üzerineydi. Deneyin süresi iki haftaydı, istediğin an bırakıp çıkmak tamamen serbestti ve sözde gardiyanların, sözde mahkumlar üzerinde şiddet kullanmadan nasıl otorite geliştireceklerinin denemesiydi bu.
Film ilerledikçe sadece gardiyanlar ve mahkumlar değil, biz seyirciler bile deneyin havasına girdik. Yaratılan sözde ‘gerçekliğin’ kitleleri nasıl etkisi altına aldığını, üniformayı giyenlerin nasıl duygusuzlaştığını, kendilerini üstün görmeye başladıklarını, mahkum kıyafetlilerin adım adım ezikleştiğini, psikolojik olarak yok oluşlarını dakika dakika izledik. Film bittiğinde kimse yerinden kalkamadı. Neden sonra ayağa kalkıp sessizce dağıldık. Sanırım herkes kendi ‘deneyini’ sorguluyordu.
Futbol yorumlamaya çalışırken ‘kendi gerçekliği’ cümlesini çok sık kullanmamın nedeni işte bu filmdir. Her taraftarın ‘kendi gerçekliğinde’ yaşadığı çok garip bir dünya futbol. Nalıncı keserinin hep bize yonttuğu, hakem hatalarının hep bizim aleyhimize olduğu, basının hep rakibi tuttuğu, bizimkiler hariç bütün yöneticilerin boşboğaz olduğu bir garip gerçeklik hali...
Filmdeki gibi şiddetle sona erdi
Fenerbahçe maçının sonu, bir sosyal deney gibiydi. Kötü niyetli birtakım insanlar uzun süren ince planlamalar sonucu bu senaryoyu devreye sokmaya kalksalar, cep telefonlarını kitlemeyi başarsalar, stattaki televizyonları bloke etmeyi başaramazlardı, onu becerseler anonsçuyu ayarlayamazlardı. Rakip taraftarlar ezeli rakipleri için en dramatik şampiyonluk kaçırma senaryoları düşleseler, böylesini hayal edemezlerdi. Hepimiz toplu bir deneyin parçaları gibiydik. Ve tıpkı Das Experiment’teki gibi şiddetle sona erdi.
Bugün herkes hemfikir: Bu yaşananlar şampiyonluğun kaçmasından çok daha kötü. Herkes bu maçı Denizli maçıyla kıyaslıyor. Ama o maç camia üzerinde bütünleştirici bir etki yaratmıştı. Fenerbahçeli taraftarlar ertesi gün Fenerium mağazalarına akın etmişlerdi. Birlik olmuşlardı. Bugün durum tam tersi. Kendilerini çok kötü hissediyorlar. Dün birçoğu işe gitmedi. Okulu kırdı. Değil rakip taraftarların alaylarını püskürtecek güçleri, televizyon seyredecek, gazete okuyacak, aynaya bakacak mecalleri yok.
Yıldırım ne düşünüyor acaba?
2006’da üzgünlerdi. Bugün kızgınlar. Bunu kendilerine yaşatanlara kızgınlar. Artık bir şeyler değişsin isteyecekler. Birileri gitsin isteyecekler. Bu ruh halinden elbet çıkacaklar. Ama zaman alacak. Bu toplu galeyan anında dokunulmaz saydıkları çok fazla şey zarar gördü çünkü. Taraftarların basın toplantısının kapısına dayanarak teknik direktörü istedikleri, koltukların kırılarak sahaya atıldığı, insanların yaralandığı, pankartların tutuşturulduğu, çocukların gözlerinin biber gazıyla yaşardığı, babalarının kafalarının kanadığı bir yere döndü Şükrü Saracoğlu. Yani Türkiye’nin herhangi bir stadına.
O statta insanları tek tek yerlerine oturtmaya çalışan, otoparkta arabasını yanlış yere koyanı bizzat gidip locasından kaldıran, tribün gruplarıyla kıyasıya savaşa girişen, taraftarının insanca şartlarda maç seyretmesini gurur meselesi haline getiren Aziz Yıldırım’ın şu an ne düşündüğünü merak ediyorum. Hangi gözlerle baktı dün olanlara. ‘Değmezmiş’ diye mi düşünüyor, yoksa bu olanlar onu daha da mı hırslandırdı. İşte bunu bekleyip göreceğiz.
ps: Das Experiment filmini aklıma düşüren Gürsoy Ercan’a teşekkürler!
Resim: Bobiler
Sen misin Schrödinger'in kedisi...
Bir kutunun içine konularak kaderine terk edilen ve kutu içine bakılmadığı sürece ölü ya da diri olduğu bilinmeyen yarı ölü yarı diri bir kedinin hikayesi.
Schrödinger'in Kedisi, varlık ile yokluk arasındaki sınırları kaldıran ve içinde bulunduğumuz sistemin mutlak ifadelerin geçersizliğini ispat eden,... kuantumdan beslenen bir teori. Bu teori, dışımızdaki madde dünyasının sandığımızın aksine, kurulmuş bir makine gibi çalışmadığını gösterir ve muhatap olduğumuz madde dünyasının sadece dışarıdan bir izleyici olmadığımızı, somut dünyaya zihnimizle dokunarak anlamlandırdığımızı anlatır. Spekülasyonlara açık ifadelerden ibaret olan bu teori, kuantum mekaniğinin temel dalga denklemini yazan Erwin Schrödinger tarafından 1935 yılında üretildi. O dönemlerde de anlaşılması zor olan bu teorem dönemimizde de kafaları karıştırmaya devam ediyor.Zihinlerin Şekillendirdiği Bir Kuantum Çorbası
"Bazen arkama döndüğümde dünyanın her zaman kökenin belirsiz ve amaçsızca akıp duran bir kuantum çorbası olduğu duygusuna kapılıyorum. Ama, ne zaman ki yüzümü oraya çevirecek olsam, dünya yeniden her zamanki gerçekliğine dönüşüyor. Bu durumda kendimi, ipeğin dokunuşunu hiç bir zaman duyumsamayan efsanevi Kral Midas'a benzetiyorum. İşte insanoğlu da tıpkı bu durumda kuantum gerçeğinin dokusunu asla deneyimleyemez Çünkü dokunduğumuz her şey maddeye dönüşüyor." Ünlü bilim adamı Nıck Herbert bu cümleleriyle evreni anlamlandırmaya çalışırken zihin gözlüğü ile çevremize baktığımızı ve bu gözlüklerin izin verdiği ölçüde dünyayı görme imkanımız olduğunu dile getiriyor.Bu gözlüklerle dünyaya bakmamız bir yandan maddi dünyayı algılamamızı sağlarken diğer yandan madde dünyası ile algılayamadığımız gerçekliğin üzerini örtüyor ve belirsizliğe neden oluyor.
Kuantumdan beslenen Schrödinger'in Kedisi, bu belirsizliği daha belirgin bir şekilde ifade etmek için yapılan hipotetik (düşünsel) bir deney. Kedi paradoksu olarak da bilinen bu teorinin kaynağı olan deneyde ünlü kedi, radyoaktif bir atom ve bir Gayger sayacıyla birlikte bir kutu içersine konulur. Eğer atom bozunursa Gayger sayacı tıkırdayacak, tıkırdama çekici harekete geçirecek çekiç ve zehir de kediyi öldürecektir. Bir kutunun içinde geçen bu entrikalarla dolu olayın bir saat sonunda kedinin durumu hakkında tahmin yürütülür. Kedi, bu bir saat sonunda kutunun içine bakacak olursak ölü müdür, diri mi?
Şüphesiz, eğer kutunun içine bakarsak kediyi ya ölü yada diri olarak buluruz. Peki ya kutunun içine bakmazsak? Bu durumda kedinin ölü olma olasılığı %50'dir, fakat diri olma olasılığı da %50'dir. Kuantum mekaniği buradaki belirsizlik sonucu olasılıkları farklı biçimde ele alır ve bir saat sonunda kutu içindeki kedinin durumunu "yarı ölü yarı diri" olarak tarif eder. Bu kadar muğlak bir sonla noktalanan deney, kuantumun ortaya koyduğu matematik, sanıldığından daha görünür sonuçlar ortaya koyar. "Örneğin;birçok sisteme kaynaklık eden transistörler ve lazerler bu sistemin ürünüdür.
"Bazen arkama döndüğümde dünyanın her zaman kökeni belirsiz ve amaçsızca akıp duran bir kuantum çorbası olduğu duygusuna kapılıyorum. Ama, ne zaman ki yüzümü oraya çevirecek olsam, dünya yeniden her zamanki gerçekliğine dönüşüyor."Son sözü gözlemci söyler Kuantum boyutlarında, bir tanecik tek bir tanecik neden-sonuç ilişkisi içerisinde değil, taneciğin bulunabilme ihtimali olan tüm olasılık dalga halleri biri diğerinden ayrılmayacak şekilde iç içe geçmiş vaziyette bulunur. Bu duruma 'süper pozisyon' adı verilir. Bunu basit bir şekilde ifade edecek olursak; bir taneciğin içinde bulunma ihtimali olan durumların aynı anda hepsinin bir arada olma halidir. Örneğin, bir elektron için süper pozisyon, elektron bulutunun her yerinde bulunması manasına gelir. Süper pozisyonu Schrödinger'in Kedisi için düşünecek olursak, kedinin ölü ve diri olarak bulunduğunu varsayarız. Bütün bu çetrefilli ifadelerin ardından konunun özüne gelecek olursak; kedinin ölü yada diri olma durumunun üst üste indirilmiş olasılık dalgası, onu algılayan kişi tarafından çökertilerek bu durumların birinin fiziksel gerçeklik olarak ortaya koymasını sağlar. Bu durumda son sözü, kediyi izleyen ve zihin süzgecinden geçirilen gözlemci söyler. Gözlemci kediyi ya öldürür ya da canlı kalmasını sağlar.
Mikro alem için daha anlaşılır olan bu ifadeler, bir mikro alem yaratığı olan kedi ile anlatılmaya çalışıldığında algıları daha zorluyor. Bu konuyu mikro alemin en ünlü üyesi elektron ile açmaya çalışalım. Kuantum boyutlarında herhangi bir fiziksel sistem, olması gereken durumun dışında, birçok durumun hepsinde, aynı anda bulunabilmekte. Bir elektron, çekirdek etrafında bulunduğu yörüngenin belli bir zamanda sadece bir noktasında değil, her yerinde bulunma ihtimali vardır. Parçacık için şu ya da bu konumdadır diye bir şey söylenemez. Sadece nerede bulunabileceğine ilişkin bir olasılık aralığı verilebilir. Bu durumda ortaya çıkabilecek anlamsız sonuçların önüne geçmek amacıyla, aletlerimiz ihtimallerden hangi konumu bize veriyorsa, onu göz önüne alırız. Bu olaya(collopse) 'çökme' denir. Çökme karşımıza çıkan sonsuz olasılıklar arasında sadece bir tanesinin seçilerek algılayacağımız yönün belirlenmesidir. Meydana gelen çökme, algıladığımız gerçeklik sonucunu ortaya koyar. Böylece gözlenen sistemle gözleyen sistem bölünmez bir bütün olarak ele alınır ve gözleyen ile gözlemlenen sistemin birbirinden ayrı düşünülmesi anlamsızlaşır.Paralel evrende kedilerin olasılıkları
Schrödinger'in Kedisi'nden ilham alan bilim adamları farklı teoriler ortaya attılar. Bunlardan Wheleer ve Everett, çoklu evrenler teorisiyle alternatif bir yorum getirdiler. Bu teori, hem kuantumun olasılıklı yapısını hem de çökmenin nasıl olduğu ve ölçümü ne şekilde tanımlayabileceğimizi açıklamaya yönelikti Wheleer ve Everett bu teoride, dalga fonksiyonunun gerçekte çökmediğini, fonksiyonun indirgenmesi, için ne kadar olasılık varsa, o kadar alternatif evreni bölünmekte olduğunu ortaya koymaya çalıştılar. Schrödinger'in Kedisi'ne geri dönecek olursak; bildiğimiz gibi radyoaktivitenin bozunmasına bağlı olarak kedi ya ölecek yada diri kalacaktı. Çünkü kutunun içindeki kedinin dalga fonksiyonu, iki durumun üst üste binmiş halidir. Kutuyu açıp içine baktığımız taktirde, dalga fonksiyonu bu iki olasılıklı durumdan birine indirgeneceğinden, kedinin ya canlı ya da ölü olduğunu gözlemleyebiliriz.
Everett yorumunda farklı bir yaklaşım ortaya koyar, buna göre her iki olası durumun varlığı da gerçektir ve bu durum evrenin ikiye ayrılmasıyla gerçekleşir. Bu teoriye göre gözlemci kutuya bakmadan önce kedi evrende canlı iken, diğer evrende ölü olarak mevcuttur. Böylece, evrenin birinde gözlemci kutuyu açtığında kediyi ölü olarak gözlemlerken, diğer evrende canlı olarak görecektir. Bununla birlikte, iki evren arasında bir bağlantı yoktur.
Kısaca Wheleer ve Everett, ortaya koydukları temel ilkelerle, Schrödinger dalga denkleminin matematiğini, dalga denkleminin kollarından hiç birinin çöküntüye uğramadığını ve Kopenhag yorumundaki gibi fiziki bir gerçekliğin var olmadığını kabul etmektedirler. Paralel evrenler kavramını da ortaya atan bu görüş sonsuz sayıda dünyanın var olduğunu ve bizim bunların her birinde, birbirinden farklı versiyonumuzun bulunduğunu, bu yüzden de hepsinin farklı olaylar zincirinin gelişmesini sağladığını söyler.
Schrödinger'in Kedisi, varlık ile yokluk arasındaki sınırları kaldıran ve içinde bulunduğumuz sistemin mutlak ifadelerin geçersizliğini ispat eden,... kuantumdan beslenen bir teori. Bu teori, dışımızdaki madde dünyasının sandığımızın aksine, kurulmuş bir makine gibi çalışmadığını gösterir ve muhatap olduğumuz madde dünyasının sadece dışarıdan bir izleyici olmadığımızı, somut dünyaya zihnimizle dokunarak anlamlandırdığımızı anlatır. Spekülasyonlara açık ifadelerden ibaret olan bu teori, kuantum mekaniğinin temel dalga denklemini yazan Erwin Schrödinger tarafından 1935 yılında üretildi. O dönemlerde de anlaşılması zor olan bu teorem dönemimizde de kafaları karıştırmaya devam ediyor.Zihinlerin Şekillendirdiği Bir Kuantum Çorbası
"Bazen arkama döndüğümde dünyanın her zaman kökenin belirsiz ve amaçsızca akıp duran bir kuantum çorbası olduğu duygusuna kapılıyorum. Ama, ne zaman ki yüzümü oraya çevirecek olsam, dünya yeniden her zamanki gerçekliğine dönüşüyor. Bu durumda kendimi, ipeğin dokunuşunu hiç bir zaman duyumsamayan efsanevi Kral Midas'a benzetiyorum. İşte insanoğlu da tıpkı bu durumda kuantum gerçeğinin dokusunu asla deneyimleyemez Çünkü dokunduğumuz her şey maddeye dönüşüyor." Ünlü bilim adamı Nıck Herbert bu cümleleriyle evreni anlamlandırmaya çalışırken zihin gözlüğü ile çevremize baktığımızı ve bu gözlüklerin izin verdiği ölçüde dünyayı görme imkanımız olduğunu dile getiriyor.Bu gözlüklerle dünyaya bakmamız bir yandan maddi dünyayı algılamamızı sağlarken diğer yandan madde dünyası ile algılayamadığımız gerçekliğin üzerini örtüyor ve belirsizliğe neden oluyor.
Kuantumdan beslenen Schrödinger'in Kedisi, bu belirsizliği daha belirgin bir şekilde ifade etmek için yapılan hipotetik (düşünsel) bir deney. Kedi paradoksu olarak da bilinen bu teorinin kaynağı olan deneyde ünlü kedi, radyoaktif bir atom ve bir Gayger sayacıyla birlikte bir kutu içersine konulur. Eğer atom bozunursa Gayger sayacı tıkırdayacak, tıkırdama çekici harekete geçirecek çekiç ve zehir de kediyi öldürecektir. Bir kutunun içinde geçen bu entrikalarla dolu olayın bir saat sonunda kedinin durumu hakkında tahmin yürütülür. Kedi, bu bir saat sonunda kutunun içine bakacak olursak ölü müdür, diri mi?
Şüphesiz, eğer kutunun içine bakarsak kediyi ya ölü yada diri olarak buluruz. Peki ya kutunun içine bakmazsak? Bu durumda kedinin ölü olma olasılığı %50'dir, fakat diri olma olasılığı da %50'dir. Kuantum mekaniği buradaki belirsizlik sonucu olasılıkları farklı biçimde ele alır ve bir saat sonunda kutu içindeki kedinin durumunu "yarı ölü yarı diri" olarak tarif eder. Bu kadar muğlak bir sonla noktalanan deney, kuantumun ortaya koyduğu matematik, sanıldığından daha görünür sonuçlar ortaya koyar. "Örneğin;birçok sisteme kaynaklık eden transistörler ve lazerler bu sistemin ürünüdür.
"Bazen arkama döndüğümde dünyanın her zaman kökeni belirsiz ve amaçsızca akıp duran bir kuantum çorbası olduğu duygusuna kapılıyorum. Ama, ne zaman ki yüzümü oraya çevirecek olsam, dünya yeniden her zamanki gerçekliğine dönüşüyor."Son sözü gözlemci söyler Kuantum boyutlarında, bir tanecik tek bir tanecik neden-sonuç ilişkisi içerisinde değil, taneciğin bulunabilme ihtimali olan tüm olasılık dalga halleri biri diğerinden ayrılmayacak şekilde iç içe geçmiş vaziyette bulunur. Bu duruma 'süper pozisyon' adı verilir. Bunu basit bir şekilde ifade edecek olursak; bir taneciğin içinde bulunma ihtimali olan durumların aynı anda hepsinin bir arada olma halidir. Örneğin, bir elektron için süper pozisyon, elektron bulutunun her yerinde bulunması manasına gelir. Süper pozisyonu Schrödinger'in Kedisi için düşünecek olursak, kedinin ölü ve diri olarak bulunduğunu varsayarız. Bütün bu çetrefilli ifadelerin ardından konunun özüne gelecek olursak; kedinin ölü yada diri olma durumunun üst üste indirilmiş olasılık dalgası, onu algılayan kişi tarafından çökertilerek bu durumların birinin fiziksel gerçeklik olarak ortaya koymasını sağlar. Bu durumda son sözü, kediyi izleyen ve zihin süzgecinden geçirilen gözlemci söyler. Gözlemci kediyi ya öldürür ya da canlı kalmasını sağlar.
Mikro alem için daha anlaşılır olan bu ifadeler, bir mikro alem yaratığı olan kedi ile anlatılmaya çalışıldığında algıları daha zorluyor. Bu konuyu mikro alemin en ünlü üyesi elektron ile açmaya çalışalım. Kuantum boyutlarında herhangi bir fiziksel sistem, olması gereken durumun dışında, birçok durumun hepsinde, aynı anda bulunabilmekte. Bir elektron, çekirdek etrafında bulunduğu yörüngenin belli bir zamanda sadece bir noktasında değil, her yerinde bulunma ihtimali vardır. Parçacık için şu ya da bu konumdadır diye bir şey söylenemez. Sadece nerede bulunabileceğine ilişkin bir olasılık aralığı verilebilir. Bu durumda ortaya çıkabilecek anlamsız sonuçların önüne geçmek amacıyla, aletlerimiz ihtimallerden hangi konumu bize veriyorsa, onu göz önüne alırız. Bu olaya(collopse) 'çökme' denir. Çökme karşımıza çıkan sonsuz olasılıklar arasında sadece bir tanesinin seçilerek algılayacağımız yönün belirlenmesidir. Meydana gelen çökme, algıladığımız gerçeklik sonucunu ortaya koyar. Böylece gözlenen sistemle gözleyen sistem bölünmez bir bütün olarak ele alınır ve gözleyen ile gözlemlenen sistemin birbirinden ayrı düşünülmesi anlamsızlaşır.Paralel evrende kedilerin olasılıkları
Schrödinger'in Kedisi'nden ilham alan bilim adamları farklı teoriler ortaya attılar. Bunlardan Wheleer ve Everett, çoklu evrenler teorisiyle alternatif bir yorum getirdiler. Bu teori, hem kuantumun olasılıklı yapısını hem de çökmenin nasıl olduğu ve ölçümü ne şekilde tanımlayabileceğimizi açıklamaya yönelikti Wheleer ve Everett bu teoride, dalga fonksiyonunun gerçekte çökmediğini, fonksiyonun indirgenmesi, için ne kadar olasılık varsa, o kadar alternatif evreni bölünmekte olduğunu ortaya koymaya çalıştılar. Schrödinger'in Kedisi'ne geri dönecek olursak; bildiğimiz gibi radyoaktivitenin bozunmasına bağlı olarak kedi ya ölecek yada diri kalacaktı. Çünkü kutunun içindeki kedinin dalga fonksiyonu, iki durumun üst üste binmiş halidir. Kutuyu açıp içine baktığımız taktirde, dalga fonksiyonu bu iki olasılıklı durumdan birine indirgeneceğinden, kedinin ya canlı ya da ölü olduğunu gözlemleyebiliriz.
Everett yorumunda farklı bir yaklaşım ortaya koyar, buna göre her iki olası durumun varlığı da gerçektir ve bu durum evrenin ikiye ayrılmasıyla gerçekleşir. Bu teoriye göre gözlemci kutuya bakmadan önce kedi evrende canlı iken, diğer evrende ölü olarak mevcuttur. Böylece, evrenin birinde gözlemci kutuyu açtığında kediyi ölü olarak gözlemlerken, diğer evrende canlı olarak görecektir. Bununla birlikte, iki evren arasında bir bağlantı yoktur.
Kısaca Wheleer ve Everett, ortaya koydukları temel ilkelerle, Schrödinger dalga denkleminin matematiğini, dalga denkleminin kollarından hiç birinin çöküntüye uğramadığını ve Kopenhag yorumundaki gibi fiziki bir gerçekliğin var olmadığını kabul etmektedirler. Paralel evrenler kavramını da ortaya atan bu görüş sonsuz sayıda dünyanın var olduğunu ve bizim bunların her birinde, birbirinden farklı versiyonumuzun bulunduğunu, bu yüzden de hepsinin farklı olaylar zincirinin gelişmesini sağladığını söyler.
Etiketler:
Alıntılar,
Bilinç Zıplamaları,
Gündelik Yaşam Parçacıkları
17 Mayıs 2010 Pazartesi
Şampiyon Fenerbahçe Geyikleri 2010 vol.4
"Feneri Ben Bile Şampiyon Yapamam" Mourinho |
- En azından mevcut duruma yabancı değiller. Sadece uzatma 12 dakika daha azdı o kadar.
- Kardeşim hala seviniyorsan uyarayım istedim, şampiyon olamadınız.
- Maçtan sonra sahaya atlayıp sevinen taraftardır. İkincilik de başarı tabi.
- Şu anda stadı yakıyorlar. Koltukları söküp ateşe verdiler. Sahaya da girmişlerdi, şükür ki şampiyon olduklarını sanıyorlardı da futbolcuları dalmadılar.
- Kadıköy’de hıdrellezi kutlamaktadırlar.
- Yemin ediyorum son haftada şampiyonluk kaybetmekten ruh sağlığı bozuldu bunların.
- Demek ki neymiş? Son düdük çalmadan caddeler süslenmezmiş.
- Şu an itibari ile kolonya yardımıyla Kadıköy’ün çimenleri üzerinde ayıltılmaya çalışılan kitle. Kameranın gösterdiği kadarı ile en azından bir 15-20 tanesini sayabildim.
- Olmayan şampiyonluğa sevinerek artık cidden dünyaca tanınmış bir takımın taraftarları oldular.
- Playstation’ı kapatın. Hadi yataklarınıza.
- F.Bahçe’yi Rekorlar Kitabı’na sokacak olan olay.
- Adamlar boşuna mı hazırlık yaptı? Bırakın 2 dakika sevinsinler.
- Bolu Tüneli’nde telefonlarına ulaşılamayan bir grup Fenerli taraftar halen şampiyonluk kutlaması yapmakta…
- Fenerbahçeli futbolcular stattan çıkmak için Bilica’nın tünel kazmasını bekliyorlarmış.
- Atkı 19,95 TL, forma 89 TL, maç bileti 100 TL, Fener’in ŞAKAdan şampiyonluk sevinci paha biçilemez…
- Fethullah Hoca, Aziz Yıldırım’ı aramış “Size gol atan bizim çocuklar değildi” demiş…
- Fenerbahçe Şampiyon’ anonsuyla sahaya inip sevinen taraftarlardan jet yalanlama: Bilica’nın eştiği çukura bakıyorduk.
- Dünya tarihinde bir ilk. İki takım bir şampiyonluğa seviniyor…
Şampiyon Fenerbahçe Geyikleri 2010 vol.3
Fenerbahçe Kupa istiyor, Trabzon Vermem Diyor... |
- fenerbahceli futbolcular staddan cikmak icin bilica'nin tunel kazmasini
bekliyorlarmis
- Stokdan havai fişek satılıktır..Müracaat : Fenerium kadıköy şubesi
- Yiter ya Yiter ya nedır bu son hafta fenerin çektirdikleri cünüb ettiler taraftarları
- Aziz Başkan onumuzdekı 10 yılın 7 sınde stattan şampiyonluk anonsu yaptıracakmış.
- yegen mesele fınal macı oynamak degıl asıl mesele sampıyon olmak.
- calimero fener
-Bursa belediyesi Dauma şehrin anahtarını verecekmiş.
-herkes haddini bildi,fener de 2 kupayı aldı...
-Kupa yaz 6161 e yolla 2 kupayı da Trabzon gelip elinden alsın...
-Şampiyon Fener Bahçe!
-Acı Hayat
- Fenerbahçe seneye açık ara şampiyon olsa bile şampiyon olduğuna artık 1 hafta inanmaz.
- Bolu tünelinde telefonlarına ulaşılamayan bir grup Fenerbahçe taraftarının hala kutlama yapıldığı öğrenildi
- "Şampiyonluk gelince dünyayı yakarız" dediler, gelmeyince statlarını yaktılar.
- Yakarız diyorlardı, inanmıyorduk.
- Maç bittiğinde ikinciliği kutlayan Ulvi
- Efkardan sigara yakmak isterken, stadını yakan Ulvi.
- "Sazan" yaz, 1907'ye gönder, "şampiyon olduk" deyip sahaya insinler
- Fenerbahçe Türkiye Kupası rekorundan sonra bu kez de gözünü Lig şampiyonluğu kupasını alama-maya dikti
- İyi ki varsın Fenerbahçe, sana baktıkça başka bir takımı tutmanın haklı sevincini yaşıyoruz
- Herkesin gönlünden ne kopuyorsa versin, Fener'e kupa alacağız
- Atkı 19 TL, forma 89 TL, maç bileti 100 TL, fenerin şakadan şampiyonluk sevinci paha biçilemez
- Bilica kupa bulma umuduyla Saracoğlu'nda yine kazı çalışmalarına başlamış
- Kızılay Kadıköy'de morfin dağıtıyormuş, acılarını dindirmek için
- Maymunsuz sirk, Fenersiz Lig olmaz
- Guiza'yı seneye de Fenerbahçe'de görmek istiyoruz
- Şampiyonlar ikiye ayrılır biri gerçek şampiyon, biri de kendini şampiyon zannedenler
-aziz yildirim stattan kacmak icin yalandan anons etmis milleti oyalamak icin sonrada kacmis
-tarihin en komik saatlerinden biri saat 21.45
-Sorun etme Türkiye Kupasınıda alamamıştınız,alışmış olmalısınız
-sampiyon olamadilar ama kutladilar
-Ali şen başkan, fenerbahçe şampiyon...
-Stokdan havai fişek satılıktır..Müracaat : Fenerium kadıköy şubesi
-Bakan'dan F.Bahçe'ye ağır ithamlar
Devlet Bakanı Faruk Çelik, ''Son birkaç maçta olup bitenleri izledik. Bu kadar kolay gollerin nasıl yenildiğini anlamakta zorlanıyoruz'' dedi.
Devleti yöneten bir bakanın açıklaması...
-Fenerbahçe taraftarı..Şikeci beşiktaş
Beşiktaş Taraftarı:Asıl Şikeci FB maçı Trabzon spora verdi
-Bursa'ya saygılar...
Trabzon'a alkışlar...
Fener'e sabırlar :)))
-anadolu yakasinda derinbir sessizlik bir tatli huzur var. . .
-Deja VU
-İlahi Adalet
Şampiyon Fenerbahçe Geyikleri 2010 vol.2
- Fenerbahçe seneye açık ara şampiyon olsa bile şampiyon olduğuna artık 1 hafta inanmaz.
- Bolu tünelinde telefonlarına ulaşılamayan bir grup Fenerbahçe taraftarının hala kutlama yapıldığı öğrenildi
- "Şampiyonluk gelince dünyayı yakarız" dediler, gelmeyince statlarını yaktılar.
- Yakarız diyorlardı, inanmıyorduk.
- Maç bittiğinde ikinciliği kutlayan Ulvi
- Efkardan sigara yakmak isterken, stadını yakan Ulvi.
- "Sazan" yaz, 1907'ye gönder, "şampiyon olduk" deyip sahaya insinler
- Fenerbahçe Türkiye Kupası rekorundan sonra bu kez de gözünü Lig şampiyonluğu kupasını alama-maya dikti
- İyi ki varsın Fenerbahçe, sana baktıkça başka bir takımı tutmanın haklı sevincini yaşıyoruz
- Herkesin gönlünden ne kopuyorsa versin, Fener'e kupa alacağız
- Atkı 19 TL, forma 89 TL, maç bileti 100 TL, fenerin şakadan şampiyonluk sevinci paha biçilemez
- Bilica kupa bulma umuduyla Saracoğlu'nda yine kazı çalışmalarına başlamış
- Kızılay Kadıköy'de morfin dağıtıyormuş, acılarını dindirmek için
- Maymunsuz sirk, Fenersiz Lig olmaz
- Guiza'yı seneye de Fenerbahçe'de görmek istiyoruz
- Şampiyonlar ikiye ayrılır biri gerçek şampiyon, biri de kendini şampiyon zannedenler
Şampiyon Fenerbahçe Geyikleri 2010
Şampiyon olamayınca, Stadlarını Yaktılar |
* Artık niye ağladıklarını biliyoruz...
* Sazan yaz 1907'ye gönder, konfeti atıp sahaya insinler:-)
* Dün gece hiç tanımadığım bir Fenerliye sırf 2 dakika sevinsin diye usulca sokulup Bursa berabare kalmış dedim.veeeeeeeeee neler oldu ah ah ah
* Flash Flash Flash : Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'ndan yükselen kül bulutu nedeniyle uçuşlar yapılamıyor
* "caddeyi süslemek 1 milyon tl, üst duzey takim kurmak 200 milyon tl, 52.000 malin şovunu izlemek paha biçilemez..."
* Türkiye'de Fenerbahçe'nin neden antipatik bulunduğunun da cevabıdır. 5
dakikalığına şampiyon olduğunu sanıyorsun ve o kısacık anda hoplayıp
zıplamak yerine rakibini tiye almaya kalkışıyorsun (bkz. fenerli taraftarın timsah yürüyüşü). Sonra da "en büyük
olduğum için sevilmiyorum" diyorsun. Hayır canım işte sevilmemenin
sebebi o hareketinde gizli. (kaynak - ekşi sözlük)
* Fenerbahçe seneye açık ara şampiyon olsa bile şampiyon olduğuna artık 1 hafta
inanmaz. =))
* Maç 2-2 stada inelim,
Bursanın Şampiyonluğuna Ortak Olalım,
YAZ 1907'ye MESAJ GÖNDER KUPA MÜZENE gelsin...
* Adamlar boşuna mı hazırlık yaptı? Bırakın 2 dakika sevinsinler.
* SAZAN YAZ 1907 YE GÖNDER,ŞAMPİYON OLDUK DEYİP SAHAYA İNSİNLER (=
* yinemi Şampiyon Olamadınız !.... Ohaaaaaa
Fenevbahçeeeeee
* İstemem Fenevli Manita Teselli Edememki Her Dakika
* yiter yaw yiter nedir bu fenevbahçe
taraftarının bu çektiği her sene aynı şey :)
* Bugün ayın 16 sı (Bursanın plakası) tersi 61
(Trabzonun plakası) eh buda kaderin bir oyunu Fenere :)
* ÜST ÜSTTE 3 YIL ŞAMPİYON OLACAĞIZ.
ÇİFTTE KUPA ALACAĞIZ! ALDINIZ MI ULAN BABAYI? DÜNYAYI
YAKIYORDUNUZ?!? YAKTIĞINIZ KADINKÖY OLDU:D
Şampiyon olmadan sevinmek değince: Fenerbahçe |
14 Mayıs 2010 Cuma
Futbol Ekolü Satın Almak veya Takas Etmek
Galatasaray'ın Çöpe Giden Ekolü isminde bir yazı yazmış sevgili Alper. Güzel bir yazı özellikle belli bir ekolü olduğuna inanılan Galatasaray için birçok parmak bastığı nokta doğru. Yazı adresi; şöyle! Arşivime ekledim!
Futbol Ekolü satın almak veya takas etmek başlığını attım zira şuanki yönetimin böyle bir icraat içinde olmaya çalışıp yapamamasına şahit olmanın gerçekten de bir taraftar açısından -en kibar söylemle- sıkıcı olduğunu düşündüğümdendir. Yönetim olarak bir iş yapılmaya çalışılıyor belli ancak tam olarak yöntem belirsiz, işi yapacak kişi belirsiz, ekol belirsiz, yol belirsiz, hedef belirsiz, o belirsiz bu belirsiz,... bu kadar belirsizlikte de başarı elde etme olasılığı da belirsizleşiyor.
Rijkaard değil Magat ya da Mourinho da gelse pek değişen birşey olacağını düşünmüyorum! Kafa yapısı, ego ve ideal meselesi! hem yönetim hem de taraftar açısından da geçerli!
Futbol Ekolü satın almak veya takas etmek başlığını attım zira şuanki yönetimin böyle bir icraat içinde olmaya çalışıp yapamamasına şahit olmanın gerçekten de bir taraftar açısından -en kibar söylemle- sıkıcı olduğunu düşündüğümdendir. Yönetim olarak bir iş yapılmaya çalışılıyor belli ancak tam olarak yöntem belirsiz, işi yapacak kişi belirsiz, ekol belirsiz, yol belirsiz, hedef belirsiz, o belirsiz bu belirsiz,... bu kadar belirsizlikte de başarı elde etme olasılığı da belirsizleşiyor.
Rijkaard değil Magat ya da Mourinho da gelse pek değişen birşey olacağını düşünmüyorum! Kafa yapısı, ego ve ideal meselesi! hem yönetim hem de taraftar açısından da geçerli!
Forma Satışı ile Bonservis Karşılanmaz
Hani şu forma satışlarıyla maliyet karşılanma hikayesi var ya...
:) gülüp geçiyorum
Hele hele bunu diyen Kulübün pazarlama direktörü ise gözlerimle gülüyorum...
Basit hesap, bakkal hesabı,
Bir forma kaç TL? hadi yeni sezon 100 diyelim, düz hesap.
Brüt kar marjı kaçtır bunun? Hadi 3 katına satsak (ki imkansız) %66 olsun.
Faaliyet giderlerini düş (en az %40 ki çok daha fazladır bu verimsizlikte) kaldı mı sana %26 (bkz ebitda, en iyi ihtimal)
En az % 3 amortisman
En az %6 finansman gideri
Kalır mı sana dipte %17 (acaip iyi ihtimal)
Yani 100 TL'lik forma satışından dipte 17 TL kalıyor sana
Quaresma'ya 10 milyon Avro bonservis bayılsan, hadi pazarlıkla 11 milyona çıkarır bizim tüpçü
22 milyon TL
Böl forma karına, yani 22.000.000/17 = 1.294.117 adet forma satışı
Başka bir deyişle sadece Quaresma'nın forma satışından 130 milyon TL ciro
Yani sadece Quaresma'nın forma satışıyla Türkiye'de capital 500 sıralamasına giriyoruz.
Ya hesap kitap bilsinler,
Ya da ölçülü atsınlar.
Bu kadar kolay değil bu işler...
Kaynak : Webkartalları
:) gülüp geçiyorum
Hele hele bunu diyen Kulübün pazarlama direktörü ise gözlerimle gülüyorum...
Basit hesap, bakkal hesabı,
Bir forma kaç TL? hadi yeni sezon 100 diyelim, düz hesap.
Brüt kar marjı kaçtır bunun? Hadi 3 katına satsak (ki imkansız) %66 olsun.
Faaliyet giderlerini düş (en az %40 ki çok daha fazladır bu verimsizlikte) kaldı mı sana %26 (bkz ebitda, en iyi ihtimal)
En az % 3 amortisman
En az %6 finansman gideri
Kalır mı sana dipte %17 (acaip iyi ihtimal)
Yani 100 TL'lik forma satışından dipte 17 TL kalıyor sana
Quaresma'ya 10 milyon Avro bonservis bayılsan, hadi pazarlıkla 11 milyona çıkarır bizim tüpçü
22 milyon TL
Böl forma karına, yani 22.000.000/17 = 1.294.117 adet forma satışı
Başka bir deyişle sadece Quaresma'nın forma satışından 130 milyon TL ciro
Yani sadece Quaresma'nın forma satışıyla Türkiye'de capital 500 sıralamasına giriyoruz.
Ya hesap kitap bilsinler,
Ya da ölçülü atsınlar.
Bu kadar kolay değil bu işler...
Kaynak : Webkartalları
13 Mayıs 2010 Perşembe
Ze Roberto Vasco Da Gama ile anlaştı
Ze Roberto Vasco Da Gama ile anlaştı
Anavatan hasreti ile yanıp biten kül olan bir Brezilyalı daha!
Vasco Da Gama Schalke'de forma giyen José Roberto de Oliveira "Ze Roberto" ile anlaştığını ve yeni sezonda 21 numaralı forma ile mücadele edeceğini açıkladı. Kontratı süresi 1 yıl - 2011 yazındada bitiyor-.
Anavatan hasreti ile yanıp biten kül olan bir Brezilyalı daha!
Vasco Da Gama Schalke'de forma giyen José Roberto de Oliveira "Ze Roberto" ile anlaştığını ve yeni sezonda 21 numaralı forma ile mücadele edeceğini açıkladı. Kontratı süresi 1 yıl - 2011 yazındada bitiyor-.
Mark Bresciano Serbest Kalıyor
Palermo'da forma giyen Avuturalyalı orta saha oyuncusu Mark Bresciano Serbest Kalıyor
52 kez milli takım forması giyen 30 yaşındaki oyuncu için Al-Nasr Riyadh şimdiden devreye girmiş ancak oyuncu ile ilgilenenler arasında Adelaide United, Al-Ahly Doha, Galatasaray, Sampdoria ve Stoke City gibi takımlarında olduğu söylentileri dolaşıyor.
Daha öncede Türk medyasında "Heral Sun gazetesi, Sarı-Kırmızılı takımın Neill ve Kewell'dan sonra Avustralyalı Vince Grella ve Mark Bresciano'yu almak istediğini yazdı." gibi haberler yer almıştı.
Mark Bresciano bundan 4 sene önce gelecek deseler heyecanlanabilirdim belki ama şimdi öyle bir duygu kaplamıyor içimi - dışımı- dört bir yanımı.
WC 2010 turnuvasında ortaya koyacağı performans ile iyi bir emeklilik kontratı için tercihi ne olur göreceğiz.
Kelinden öper aneye babeye selam ederim.
52 kez milli takım forması giyen 30 yaşındaki oyuncu için Al-Nasr Riyadh şimdiden devreye girmiş ancak oyuncu ile ilgilenenler arasında Adelaide United, Al-Ahly Doha, Galatasaray, Sampdoria ve Stoke City gibi takımlarında olduğu söylentileri dolaşıyor.
Daha öncede Türk medyasında "Heral Sun gazetesi, Sarı-Kırmızılı takımın Neill ve Kewell'dan sonra Avustralyalı Vince Grella ve Mark Bresciano'yu almak istediğini yazdı." gibi haberler yer almıştı.
Mark Bresciano bundan 4 sene önce gelecek deseler heyecanlanabilirdim belki ama şimdi öyle bir duygu kaplamıyor içimi - dışımı- dört bir yanımı.
WC 2010 turnuvasında ortaya koyacağı performans ile iyi bir emeklilik kontratı için tercihi ne olur göreceğiz.
Kelinden öper aneye babeye selam ederim.
Transfer Dedikoduları
Almanya ve Transfer Dedikoduları
* Schalke 04 ve Zdenek Grygera (29) arasında heran bir imza atılabilir.
İngiltere ve Transfer Dedikoduları
* Arsenal, Everton'da forma giyen 28 yaşındaki Arteta ile orta sahayı yedeklemeyi düşünüyor. Özellikle Cesc Fabregas (23) 'ın olası gidişine -Barcelona'ya tranferine- şimdiden hazırlık. Uzun süredir Cesc Fabregas ve Barcelona transfer dedikoduları kulaklarda büyük ihtimalle bu yaz gerçekleşir.
* Bolton, Real Madrid'in genç yıldızları ile ilgileniyor. Marcos Alonso ve Rodrigo Moreno Real Madrid junior takımında forma giyiyor.
* Brezilyalı deneyimli sol bek oyuncusu Sylvinho (36) kulübü Manchester City ile -Haziran 2011 tarihine kadar geçerli olacak- kontrat yeniledi.
* West Bromwhich Albion, Sunderland'ın bek oyuncusu Phil Bardsley ile ilgileniyor.
* Chelsea, Portekizli defans oyuncusu Ricardo Carvalho ve sağ bek oyuncusu Paulo Ferreira'yı bu yaz sonunda ülke kulüplerinden FC Porto veya Benfica'ya pazarlamayı planlıyor. Defans oyuncuları arayanlara duyurulur.
* Manchester United, Real Madrid'in Fransız oyuncusu Lassana "Lass" Diarra için 25 milyon Euroluk bir teklif yapmaya hazırlanıyor.
* Tottenham Hotspur, Bayern Münih'li yıldız oyuncu Bastian Schweinsteiger (25) 'i takıma kazandırmak istiyor zira seneye şampiyonlar liginde oynayacaklar. Kaliteli ve iddalı bir ekip ile şampiyonlar liginde yer almak istiyorlar.
İspanya ve Transfer Dedikoduları
* David Villa ve Barcelona!
* Cesc Fabregas ve Barcelona! Yaya Toure ve 40 milyon euro karşılığında Barcelona ile Arsenalin anlaştığı ve Fabregas'ın Barcelona ile 4 senelik kontrata imza attığı Transfer Dedikoduları arasındaki yerini alıyor.
* Sevilla, Liverpool'da forma giyen orta saha oyuncusu Yossi Benayoun (30) için girişimde bulunacak. Yaklaşık değeri 10 milyon euro olan oyuncu ile Tottenham da ilgileniyor.
* Deportivo Cali de forma giyen Kolombiyalı genç yetenek Luis Muriel (19) ile bir İspanyol bir de İtalyan kulübü ilgileniyor. Çoğu transfer haberinde yer almayı başaran Udinese ve İspanya'dan Villarreal. Bakalım genç forvet hangi ülkeyi seçecek. Bu tarz oyuncuların başarılı olmak için İspanya'yı tercih etmeleri gerektiğini düşünüyorum.
İtalya ve Transfer Dedikoduları
* TuttoJuve.com haberine göre Sapmdoria Juventusun Brezilyalı orta saha oyuncusu Diego (25) ile ilgileniyor. Daha önce Juventus ve Diego ayrılığının vakti geliyor haberi ile en güçlü adayın Werder Bremen olacağından bahsetmiştim.
* Juventus, Real Madrid'in Feyenoord'a 14 milyon ödeyerek aldığı Hollandalı sol bek oyuncusu Royston Drenthe 'yi 7 milyona -ve belkide daha azına- transfer edebilecekleri Tuttosport tarafından bildirildi. Amma yaptın Tuttosport ha!
* Juventus Juventus! Transfer haber şampiyonu! CSKA'da forma giyen Krasic ve Napoli oyuncusu Maggio u da alacak. 50 kişilik takım oldu daha lig bitmeden.
* Inter ve Roma şampiyonluk mücadelesinden sonra şimdide transfer piyasasında karşı karşıya. Tabi İnter on basar o ayrı. Roma nın finansal durumu malum. Roma, İnter'li oyuncu Nicolas Burdisso'yu transfer etmek istiyor ama para yok! Onlarda çareyi Matteo Brighi 'yi takasta kullanmayı planlıyorlar.
* Juventus başarısızlıkların takımı değildir. Aksine İtalya'nın en başarılı takımıdır -özellikle benim gözümde- Ligden düşürüldüklerinden beridir bir toparlanma sürecindeler ve bu sene öncelikle transfer haberlerinde birinci oldular bile. Sahada da bekleriz.
* Lazio, Atletico Paranaense oyuncusu Brezilyalı sol bek Marcio Azevedo için 2 milyon euroyu gözden çıkardı. 23 yaşındaki oyuncuyu Aleksander Kolarov 'un yerine düşünüyorlar.
* Livorno orta saha oyuncusu Nico Pulzetti (26) ile Chievo ve Lecce ilgileniyor.
* Buffon hakkında farklı haberler çıkmıştı. Biliyorsunuz. BKZ: Gianluigi Buffon İngiltere Yolunda. Çoğu haber gelecek sezon İngiltere de oynayacağı hakkındaydı. Juventus'ta bunu bildiğinden dolayı yerine bir kaleci arayısında, Gianluigi Buffon Giderse Diye Fiorentina'nın Fransız kalecisi Sebastien Frey'i de listelerine aldılar. Tabi ki tek seçenek değil daha bir çok kaleci var listelerinde. Ayrıca Arsenal'in en kısa sürede Juventus'a ciddi bir teklif yapacağı söylentileri de var. Bu yaz böyle geçer gider.
* Roma'nın Arjantinli golcü Boselli için bir planı var. Boselli'nin bonservisini iki kulüp elinde bulunduruyor; Boca Juniors ve Estudiantes
* Genoa, parasal konularda anlaşabilirlerse Fiorentina'lı italyan golcü Alberto Gilardino'yu almak istiyor da parası yeter mi? en kötü 20 milyon Euro.
Portekiz ve Transfer Dedikoduları
* Benfica'lı defans oyuncusu Brezilyalı Luisao (29) ile 4 farklı kulüp ilgileniyor. Kulüpler; Juventus (ilk seçimleri Philippe Mexes olur), Atletico Madrid, Zenit and Fiorentina.
Fransa ve Transfer Dedikoduları
* O.L., FC Porto da forma giyen 28 yaşındaki defans oyuncusu defender Bruno Alves için portekiz kulübüne teklifte bulunmaya hazırlanıyor. Daha önce 22 milyon euro yu reddeden FC Porto Şampiyonlar Ligindeki başarısızlığın ardından bu kez 20 milyon euro'ya -belki daha aza- bile oyuncuyu satabilir.Arda, Topal ve Servet transferlerini reddeden ve şimdi daha düşük tekliflere avuç açan Galatasaray'a benzer bir durum.
* O.L., Bordeaux oyuncusu Yoann Gourcuff (23)'u 25 milyon euro bonservis bedeli ödeyerek transferi gerçekleştirmek istiyor.
* Transfer dedikodusundan öte kesinlik kazanan bir transfer haberi Saint-Etienne, Lorient ile sözleşmesi sona eren defans oyuncusu Sylvain Marchal (30) ile 3 yıllık bir anlaşma imzaladı.
Belçika ve Transfer Dedikoduları
* Zulte-Waregem takımında forma giyen 25 yaşındaki Fransız orta saha oyuncusu Franck Berrier Standard Liege ile 3 yıllık anlaşma sağladı.
Yunanistan ve Transfer Dedikoduları
* Tümer Metin'in de forma giydiği Yunan ekibi Larissa Sırp orta saha oyuncusu Nenad Kovacevic (29) i transfer etmek istiyor. Sezon sonu serbest kalacak olan orta saha oyuncusu Nenad ın önünde bonservis engeli yok. Bu transfer dedikodularını güçlendiriyor.
* Atromitos, Sheffield United formasını giyen Senegalli orta saha oyuncu Henri Camara (33) ile Haziran 2011'e kadar geçerli olacak bir kontrat imzaladı.Bonservis ücreti ödenmedi.
Türkiye ve Transfer Dedikoduları
* Valencia have agreed terms with Galatasaray for the signing of Turkish spider Mehmet Topal (24). The official announcement is expected soon.
* Schalke 04 ve Zdenek Grygera (29) arasında heran bir imza atılabilir.
İngiltere ve Transfer Dedikoduları
* Arsenal, Everton'da forma giyen 28 yaşındaki Arteta ile orta sahayı yedeklemeyi düşünüyor. Özellikle Cesc Fabregas (23) 'ın olası gidişine -Barcelona'ya tranferine- şimdiden hazırlık. Uzun süredir Cesc Fabregas ve Barcelona transfer dedikoduları kulaklarda büyük ihtimalle bu yaz gerçekleşir.
* Bolton, Real Madrid'in genç yıldızları ile ilgileniyor. Marcos Alonso ve Rodrigo Moreno Real Madrid junior takımında forma giyiyor.
* Brezilyalı deneyimli sol bek oyuncusu Sylvinho (36) kulübü Manchester City ile -Haziran 2011 tarihine kadar geçerli olacak- kontrat yeniledi.
* West Bromwhich Albion, Sunderland'ın bek oyuncusu Phil Bardsley ile ilgileniyor.
* Chelsea, Portekizli defans oyuncusu Ricardo Carvalho ve sağ bek oyuncusu Paulo Ferreira'yı bu yaz sonunda ülke kulüplerinden FC Porto veya Benfica'ya pazarlamayı planlıyor. Defans oyuncuları arayanlara duyurulur.
* Manchester United, Real Madrid'in Fransız oyuncusu Lassana "Lass" Diarra için 25 milyon Euroluk bir teklif yapmaya hazırlanıyor.
* Tottenham Hotspur, Bayern Münih'li yıldız oyuncu Bastian Schweinsteiger (25) 'i takıma kazandırmak istiyor zira seneye şampiyonlar liginde oynayacaklar. Kaliteli ve iddalı bir ekip ile şampiyonlar liginde yer almak istiyorlar.
İspanya ve Transfer Dedikoduları
* David Villa ve Barcelona!
* Cesc Fabregas ve Barcelona! Yaya Toure ve 40 milyon euro karşılığında Barcelona ile Arsenalin anlaştığı ve Fabregas'ın Barcelona ile 4 senelik kontrata imza attığı Transfer Dedikoduları arasındaki yerini alıyor.
* Sevilla, Liverpool'da forma giyen orta saha oyuncusu Yossi Benayoun (30) için girişimde bulunacak. Yaklaşık değeri 10 milyon euro olan oyuncu ile Tottenham da ilgileniyor.
* Deportivo Cali de forma giyen Kolombiyalı genç yetenek Luis Muriel (19) ile bir İspanyol bir de İtalyan kulübü ilgileniyor. Çoğu transfer haberinde yer almayı başaran Udinese ve İspanya'dan Villarreal. Bakalım genç forvet hangi ülkeyi seçecek. Bu tarz oyuncuların başarılı olmak için İspanya'yı tercih etmeleri gerektiğini düşünüyorum.
İtalya ve Transfer Dedikoduları
* TuttoJuve.com haberine göre Sapmdoria Juventusun Brezilyalı orta saha oyuncusu Diego (25) ile ilgileniyor. Daha önce Juventus ve Diego ayrılığının vakti geliyor haberi ile en güçlü adayın Werder Bremen olacağından bahsetmiştim.
* Juventus, Real Madrid'in Feyenoord'a 14 milyon ödeyerek aldığı Hollandalı sol bek oyuncusu Royston Drenthe 'yi 7 milyona -ve belkide daha azına- transfer edebilecekleri Tuttosport tarafından bildirildi. Amma yaptın Tuttosport ha!
* Juventus Juventus! Transfer haber şampiyonu! CSKA'da forma giyen Krasic ve Napoli oyuncusu Maggio u da alacak. 50 kişilik takım oldu daha lig bitmeden.
* Inter ve Roma şampiyonluk mücadelesinden sonra şimdide transfer piyasasında karşı karşıya. Tabi İnter on basar o ayrı. Roma nın finansal durumu malum. Roma, İnter'li oyuncu Nicolas Burdisso'yu transfer etmek istiyor ama para yok! Onlarda çareyi Matteo Brighi 'yi takasta kullanmayı planlıyorlar.
* Juventus başarısızlıkların takımı değildir. Aksine İtalya'nın en başarılı takımıdır -özellikle benim gözümde- Ligden düşürüldüklerinden beridir bir toparlanma sürecindeler ve bu sene öncelikle transfer haberlerinde birinci oldular bile. Sahada da bekleriz.
* Lazio, Atletico Paranaense oyuncusu Brezilyalı sol bek Marcio Azevedo için 2 milyon euroyu gözden çıkardı. 23 yaşındaki oyuncuyu Aleksander Kolarov 'un yerine düşünüyorlar.
* Livorno orta saha oyuncusu Nico Pulzetti (26) ile Chievo ve Lecce ilgileniyor.
* Buffon hakkında farklı haberler çıkmıştı. Biliyorsunuz. BKZ: Gianluigi Buffon İngiltere Yolunda. Çoğu haber gelecek sezon İngiltere de oynayacağı hakkındaydı. Juventus'ta bunu bildiğinden dolayı yerine bir kaleci arayısında, Gianluigi Buffon Giderse Diye Fiorentina'nın Fransız kalecisi Sebastien Frey'i de listelerine aldılar. Tabi ki tek seçenek değil daha bir çok kaleci var listelerinde. Ayrıca Arsenal'in en kısa sürede Juventus'a ciddi bir teklif yapacağı söylentileri de var. Bu yaz böyle geçer gider.
* Roma'nın Arjantinli golcü Boselli için bir planı var. Boselli'nin bonservisini iki kulüp elinde bulunduruyor; Boca Juniors ve Estudiantes
* Genoa, parasal konularda anlaşabilirlerse Fiorentina'lı italyan golcü Alberto Gilardino'yu almak istiyor da parası yeter mi? en kötü 20 milyon Euro.
Portekiz ve Transfer Dedikoduları
* Benfica'lı defans oyuncusu Brezilyalı Luisao (29) ile 4 farklı kulüp ilgileniyor. Kulüpler; Juventus (ilk seçimleri Philippe Mexes olur), Atletico Madrid, Zenit and Fiorentina.
Fransa ve Transfer Dedikoduları
* O.L., FC Porto da forma giyen 28 yaşındaki defans oyuncusu defender Bruno Alves için portekiz kulübüne teklifte bulunmaya hazırlanıyor. Daha önce 22 milyon euro yu reddeden FC Porto Şampiyonlar Ligindeki başarısızlığın ardından bu kez 20 milyon euro'ya -belki daha aza- bile oyuncuyu satabilir.Arda, Topal ve Servet transferlerini reddeden ve şimdi daha düşük tekliflere avuç açan Galatasaray'a benzer bir durum.
* O.L., Bordeaux oyuncusu Yoann Gourcuff (23)'u 25 milyon euro bonservis bedeli ödeyerek transferi gerçekleştirmek istiyor.
* Transfer dedikodusundan öte kesinlik kazanan bir transfer haberi Saint-Etienne, Lorient ile sözleşmesi sona eren defans oyuncusu Sylvain Marchal (30) ile 3 yıllık bir anlaşma imzaladı.
Belçika ve Transfer Dedikoduları
* Zulte-Waregem takımında forma giyen 25 yaşındaki Fransız orta saha oyuncusu Franck Berrier Standard Liege ile 3 yıllık anlaşma sağladı.
Yunanistan ve Transfer Dedikoduları
* Tümer Metin'in de forma giydiği Yunan ekibi Larissa Sırp orta saha oyuncusu Nenad Kovacevic (29) i transfer etmek istiyor. Sezon sonu serbest kalacak olan orta saha oyuncusu Nenad ın önünde bonservis engeli yok. Bu transfer dedikodularını güçlendiriyor.
* Atromitos, Sheffield United formasını giyen Senegalli orta saha oyuncu Henri Camara (33) ile Haziran 2011'e kadar geçerli olacak bir kontrat imzaladı.Bonservis ücreti ödenmedi.
Türkiye ve Transfer Dedikoduları
* Valencia have agreed terms with Galatasaray for the signing of Turkish spider Mehmet Topal (24). The official announcement is expected soon.
SAÇLARDA BİR YARIMKÜRE - CHARLES BAUDELAIRE
SAÇLARDA BİR YARIMKÜRE
Bırak da uzun uzun içime çekeyim saçlarının kokusunu
bir kaynağın sularına yüzünü daldıran bir susuz adam gibi
yüzümü daldırayım içlerine kokulu bir mendil gibi elimle sallayayım onları
sallayayım da anılar silkelensin havada
Saçlarında bütün gördüklerimi bütün duyduklarımı
bütün işittiklerimi bir bilseydin
Başka ins...anların ruhu ezgi ler üzerinde nasıl dolaşırsa
benim ruhum da koku üzerinde öyle dolaşır
Yelkenlerle serenlerle dolu bütün bir düş var saçların da
meltemi beni güzelim iklimlere uzayın daha mavi
daha derin olduğu havanın meyvelerle yapraklarla
insan derisiy le kokulandığı iklimlere götüren büyük denizler var saçların da
Saçlarının okyanusunda içli türkülerle her ulustan güçlü insanlarla
sonsuz sıcaklığın yangelip yattığı uçsuz bucaksız bir gök üzerinde
ince ve karışık yapıları oymalar gibi beliren
biçim biçim gemilerle kaynaşan bir liman görü yorum
Saçlarının okşamalarında güzel bir geminin kamara sında
bir divan üstünde geçmiş çiçek saksılarıyla serinlik verici testiler arasında
limanın fark edilmez yalpasıyla ığralanmış uzun saatlerin bezginliğini yeniden buluyorum
Saçlarının kızgın ocağında afyonla şekerle karışmış tütün kokusunu çekiyorum içime
saçlarının gecesinde sıcak ülke göklerinin sonsuzluğunu parıldar görüyorum
saçları nın ince ince tüylü kıyılarında katranın miskin
hindistan cevizi yağının birbirine karışmış kokularıyla sarhoş oluyo rum
Bırak da uzun uzun ısırayım ağır kara örgülerini.
Ele avuca sığmaz
ferman dinlemez saçlarını dişlediğim zaman anıları yer gibi oluyorum
SAÇLARDA BİR YARIMKÜRE - CHARLES BAUDELAIRE
Bırak da uzun uzun içime çekeyim saçlarının kokusunu
bir kaynağın sularına yüzünü daldıran bir susuz adam gibi
yüzümü daldırayım içlerine kokulu bir mendil gibi elimle sallayayım onları
sallayayım da anılar silkelensin havada
Saçlarında bütün gördüklerimi bütün duyduklarımı
bütün işittiklerimi bir bilseydin
Başka ins...anların ruhu ezgi ler üzerinde nasıl dolaşırsa
benim ruhum da koku üzerinde öyle dolaşır
Yelkenlerle serenlerle dolu bütün bir düş var saçların da
meltemi beni güzelim iklimlere uzayın daha mavi
daha derin olduğu havanın meyvelerle yapraklarla
insan derisiy le kokulandığı iklimlere götüren büyük denizler var saçların da
Saçlarının okyanusunda içli türkülerle her ulustan güçlü insanlarla
sonsuz sıcaklığın yangelip yattığı uçsuz bucaksız bir gök üzerinde
ince ve karışık yapıları oymalar gibi beliren
biçim biçim gemilerle kaynaşan bir liman görü yorum
Saçlarının okşamalarında güzel bir geminin kamara sında
bir divan üstünde geçmiş çiçek saksılarıyla serinlik verici testiler arasında
limanın fark edilmez yalpasıyla ığralanmış uzun saatlerin bezginliğini yeniden buluyorum
Saçlarının kızgın ocağında afyonla şekerle karışmış tütün kokusunu çekiyorum içime
saçlarının gecesinde sıcak ülke göklerinin sonsuzluğunu parıldar görüyorum
saçları nın ince ince tüylü kıyılarında katranın miskin
hindistan cevizi yağının birbirine karışmış kokularıyla sarhoş oluyo rum
Bırak da uzun uzun ısırayım ağır kara örgülerini.
Ele avuca sığmaz
ferman dinlemez saçlarını dişlediğim zaman anıları yer gibi oluyorum
SAÇLARDA BİR YARIMKÜRE - CHARLES BAUDELAIRE
Etiketler:
Alıntılar,
Bilinç Zıplamaları,
Gündelik Yaşam Parçacıkları
takımı şampiyon yaptı, gönderildi
''Hasan Kabze Beşiktaş'a 2 gol attı, takımı şampiyon yaptı, gönderildi. Nonda, şampiyon yaptı, gönderildi. Hakan Şükür, Hasan Şaş şampiyon yaptı, Cevat Güler yaptı, gönderildi. Demek ki takıma yararlı olan kim varsa gönderiliyor. Bunun yerine, Jo, Elano ve Giovanni gibi yararsız oyuncular alınıyor''
Yılmaz Toköz
12 Mayıs 2010 Çarşamba
Eğer - Joseph Rudyard Kipling şiiri
Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü
Ve bunun sebebini senden bildikleri zaman
Sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen;
Eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenir
Ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen;
Eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsan
Veya hakkında yalan söylenir de sen... yalanla iş görmezsen,
Ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan,
Bütün bunlarla beraber ne çok iyi ne de çok akıllı görünmezsen;
Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan,
Eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen,
Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır
Ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen;
Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafından
Ahmaklara tuzak kurmak için eğilip bükülmesine katlanabilirsen,
Ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görür
Ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen;
Eğer bütün kazancını bir yığın yapabilir
Ve yazı-tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen;
Ve kaybedip yeniden başlayabilir
Ve kaybın hakkında bir kerecik olsun bir şey söylemezsen;
Eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bile
İşine yaramaya zorlayabilirsen
Ve kendinde 'dayan' diyen bir iradeden
Başka bir güç kalmadığı zaman dayanabilirsen;
Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen,
Ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen;
Eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitmezse;
Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen;
Eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı,
Altmış saniyede koşarak doldurabilirsen;
Yeryüzü ve üstündekiler senindir
Ve dahası
Sen bir insan olursun oğlum...
Eğer - Joseph Rudyard Kipling şiiri
Rudyard Kipling "if" Poem Animation
Heres a virtual movie of the great Rudyard Kipling (1865 - 1936) reading his wonderful wise much loved ode to stoicism the poem "If".
The poem is read by the late celebrated British actor Robert Morley.
Joseph Rudyard Kipling (30 December 1865 18 January 1936) was an English author and poet. Born in Bombay, British India (now Mumbai), he is best known for his works The Jungle Book (1894) and Rikki-Tikki-Tavi (1902), his novel, Kim (1901); his poems, including Mandalay (1890), Gunga Din (1890), If— (1910); and his many short stories, including The Man Who Would Be King (1888). He is regarded as a major "innovator in the art of the short story";[2] his children's books are enduring classics of children's literature; and his best works speak to a versatile and luminous narrative gift.[3][4]
Kipling was one of the most popular writers in English, in both prose and verse, in the late 19th and early 20th centuries.
Kind Regards
Jim Clark
All rights are rsserved on this video recording copyright Jim Clark 2008
IF.....
IF you can keep your head when all about you
Are losing theirs and blaming it on you,
If you can trust yourself when all men doubt you,
But make allowance for their doubting too;
If you can wait and not be tired by waiting,
Or being lied about, don't deal in lies,
Or being hated, don't give way to hating,
And yet don't look too good, nor talk too wise:
If you can dream - and not make dreams your master;
If you can think - and not make thoughts your aim;
If you can meet with Triumph and Disaster
And treat those two impostors just the same;
If you can bear to hear the truth you've spoken
Twisted by knaves to make a trap for fools,
Or watch the things you gave your life to, broken,
And stoop and build 'em up with worn-out tools:
If you can make one heap of all your winnings
And risk it on one turn of pitch-and-toss,
And lose, and start again at your beginnings
And never breathe a word about your loss;
If you can force your heart and nerve and sinew
To serve your turn long after they are gone,
And so hold on when there is nothing in you
Except the Will which says to them: 'Hold on!'
If you can talk with crowds and keep your virtue,
' Or walk with Kings - nor lose the common touch,
if neither foes nor loving friends can hurt you,
If all men count with you, but none too much;
If you can fill the unforgiving minute
With sixty seconds' worth of distance run,
Yours is the Earth and everything that's in it,
And - which is more - you'll be a Man, my son!
Etiketler:
Alıntılar,
Bilinç Zıplamaları,
Gündelik Yaşam Parçacıkları
çocuklar, sizin için kötü olacak
Kötü Elma çünkü elma kötü |
Çocuklar, sizin için kötü olacak
"Kuşları boğdular, çimenleri söktüler, yollar çamur içinde kaldı.
Dünya değişiyor dostlarım.
Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz.
Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz.
Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak.
Biz kuşları ve mavilikleri çok gördük, sizin için çok kötü olacak.
Benden hikayesi."
Sait Faik Abasıyanık
Etiketler:
Alıntılar,
Bilinç Zıplamaları,
Gündelik Yaşam Parçacıkları
Alejandro Dario Gomez AKA Papu
15 Şubat 1988 Buenos Aires doğumlu Alejandro Dario Gomez (20), profesyonel olarak ilk maçına 2003 yılında Arsenal de Sarandi takımı ile çıktı. 2006 yılında Aparture turnuvası ile takımında düzenli forma şansı bulmaya başladı. 15 maçta forma giydi ve 2 gol kaydetti. Arsenal o turnuvayı 5. olarak bitirdi ve buna en büyük katkı yapan oyuncuların başında Alejandro Dario Gomez AKA Papu geliyordu.
Papu, dinamik bir orta sahaoyuncusudur, hareketlidir, çalışkandır. Yüksek çalışma azmi ve uzun mesafeden attığı goller ile şuanki ününü kazanmıştır. Boyu sol bek Xherdan Shaqiri gibi kısadır. Tamı tamına 166 cm. Boy kısa ama ateşleme sistemi süper. Pırpır gibi maşallah.
2007 yılında Arjantin Milli takımı U-20 ile Paraguay'da düzenlenen 2007 South American Youth Championship turnuvasına katılmıştır. Ardından, Kanada'da düzenlenen FIFA 20 yaş Altı (U-20) Dünya Kupasını kazanan Arjantin kadrosunda da yer almıştır.
2009 yılında San Lorenzo ile kontrat imzaladı. San Lorenzo oyuncu için 2 milyon dolar bonservis ücreti ödedi. Ancak bu bonservis bedeli ile tüm oyuncu haklarına değil sadece yarısına sahip oldu. Fifti fifti! Fifty Fifty! %50 %50
Hakkında transfer dedikoduları çıkıyor. Hatta hakkında, forumlarda Galatasaray'a -ya da farklı takımlara- gelirse büyük iş yapar gibi iyi niyetli tavsiyeler dolaşır. Çoğu izlemeden CM ve FM gibi oyunların oluşturduğu futbol bilgisidir. Ama bu oyunlarında başarısı göz ardı edilemez tabi. Neyse habere geçelim;
Independiente, San Lorenzo takımının yıldız orta saha oyuncusu Alejandro Dario Gomez (AKA Papu) (22) ile ilgileniyor. Transferin 2,5 milyon dolar civarında bitebileceği haberleri sarmış dört bir yanı.
Arsenal de Sarandi, San Lorenzo arasında Alejandro Dario Gomez AKA Papu için nasıl bir kontrat yapıldı? Esas önemli olan kısım bu; %50 %50 bonservisine sahip oldukları söyleniyor. Oynama hakkı şuan San Lorenzo'da ve 2009 dan beri bu takımda oynuyor. Bakalım nasıl bir yön tayini yapacaklar.
Papu, dinamik bir orta sahaoyuncusudur, hareketlidir, çalışkandır. Yüksek çalışma azmi ve uzun mesafeden attığı goller ile şuanki ününü kazanmıştır. Boyu sol bek Xherdan Shaqiri gibi kısadır. Tamı tamına 166 cm. Boy kısa ama ateşleme sistemi süper. Pırpır gibi maşallah.
2007 yılında Arjantin Milli takımı U-20 ile Paraguay'da düzenlenen 2007 South American Youth Championship turnuvasına katılmıştır. Ardından, Kanada'da düzenlenen FIFA 20 yaş Altı (U-20) Dünya Kupasını kazanan Arjantin kadrosunda da yer almıştır.
2009 yılında San Lorenzo ile kontrat imzaladı. San Lorenzo oyuncu için 2 milyon dolar bonservis ücreti ödedi. Ancak bu bonservis bedeli ile tüm oyuncu haklarına değil sadece yarısına sahip oldu. Fifti fifti! Fifty Fifty! %50 %50
Hakkında transfer dedikoduları çıkıyor. Hatta hakkında, forumlarda Galatasaray'a -ya da farklı takımlara- gelirse büyük iş yapar gibi iyi niyetli tavsiyeler dolaşır. Çoğu izlemeden CM ve FM gibi oyunların oluşturduğu futbol bilgisidir. Ama bu oyunlarında başarısı göz ardı edilemez tabi. Neyse habere geçelim;
Independiente, San Lorenzo takımının yıldız orta saha oyuncusu Alejandro Dario Gomez (AKA Papu) (22) ile ilgileniyor. Transferin 2,5 milyon dolar civarında bitebileceği haberleri sarmış dört bir yanı.
Arsenal de Sarandi, San Lorenzo arasında Alejandro Dario Gomez AKA Papu için nasıl bir kontrat yapıldı? Esas önemli olan kısım bu; %50 %50 bonservisine sahip oldukları söyleniyor. Oynama hakkı şuan San Lorenzo'da ve 2009 dan beri bu takımda oynuyor. Bakalım nasıl bir yön tayini yapacaklar.
Bahsettiğim uzataktan attığı müthiş gollerinden birini izlemek için de alttaki video sizi bekliyor;
Etiketler:
Alejandro Dario Gomez,
Arjantin,
Dedikodu,
Futbol,
Independiente,
San Lorenzo,
Spor
Adrian Mariappa - Watford
Davide Lanzafame of Parma FC and Adrian Mariappa of Watford play during the friendly match between Watford and Parma FC at the "Vicarage" stadium on August 1, 2009 in Watford (London), England. |
Mariappa 2011 yılında bitcek olan sözleşmesini bir seneliğine daha uzattığını öğrenmekten hem mutluluk duyarken bir taraftan da biraz burukluk hissettim son 3 sezondur gösterdiği performans ile daha farklı bir yolculuğa yelken açacağını düşünüyordum. Ama sanırım O halinden memnun. Zaten o mutluysa sorun yok. Zira DeMerit'in ardından takım kaptanlığını devir alacaktır. Gerçi DeMerit kazık çaktı Watford 'a o da ayrı mesele, sevdiğimden dolayı da ayrı bir mutluluk vericidir tabi. Kaptanlık vasıfları olan bir oyuncu Mariappa. Zaten reverse takımda da kaptanlık yaptığı çoktur. Pozisyon bilgisi bakımında da oldukça iyidir, doğru kararlar verir. Gördüğü renkli kart sayısı da oldukça azdır; 2009/2010 sezonunda 46 maçta 5 sarı, 2008/2009 sezonunda 39 maçta 2 sarı, 2007/2008 sezonunda 2 sarı kart görmüştür. Toplamda 5 sezonda sadece 11 sarı kartı var. Ve şuana kadar kariyerinde hiç kırmızı kart yok. Sakindir.
23 yaşında olmasına rağmen Watford ile 150'den fazla forma giymiştir. İstikrarlıdır.
Transfermarkt'a göre değeri ; 810.000 pound.
(July 31, 2009 - Photo by Claudio Villa/Getty Images Europe)
Etiketler:
Adrian Mariappa,
Futbol,
İngiltere,
Spor,
Watford
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)